Lüks tüketiciler, önceliklerini deneyimlere ve sosyal medyaya çevirmeye başladılar. Marka yöneticileri ve danışmanlar, markalarını/markaları nasıl elit olarak konumlandırabilecekleri konusuna yoğunlaştılar.
Birçok marka uzmanı, tüketicilerin “lüks” tanımında paradigma kayması yaşadığına inanıyor. Doğrudur. Sahibi oldukları statünün ve yaşam tarzlarının sembolü olan, ayrıca gösterişli bir temsili olan lüks eşyaların da yapılarında değişiklikler yaşanıyor.
Akıllı telefonlarda geçen zamanın lüks olduğu da savunulan tezler arasında. 1990’larda telefonlarda zaman harcanmazken, günümüzde, gün içinde sosyal medya ve akıllı telefonlarda akıp geçen zamanı farklı yönde değerlendirmek de lüks olarak adlandırılıyor.
Zaman kısıtlı ve lüks.!
Ve yine günümüzde, lüks ürünler, bir kişinin zenginlik durumunu tanımlama gücüne sahip değil. Çünkü, daha fazla insan fiyatı daha yüksek ürünler satın alabilmektedir. Zengin insanlar, lüks içinde yaşamanın ve statülerini göstermenin başka yollarını arıyorlar ve buluyorlar.
Firmalar/markalar bu süreçleri sağlıklı takip edemiyor. Edememelerinin en büyük nedenlerinden birincisi, müşterilerini tanımıyorlar. İsmen tanıdıkları, mağazalarına birkaç kez alışverişe gelen, doğum günü, evlilik yıldönümleri, çocuklarının isimlerini bilmek yeterli değil.
Seçici bir kesime ve müşteriye ürün/ürünler satacaksanız, onların hem iç dünyalarını hem de dış dünyalarını çok iyi bilmelisiniz. “Kitlenizi tanıyın” sözü, PR uzmanları için oluşturulmuş bir slogandır. Lakin, lüks bir müşteriyi tanımak ve onu çekim alanınıza almak için detaylara büyük dikkat göstermek gerektirir.
Ürünlerinizi satın alan tüketiciler hakkında net bilginiz ve fikriniz olması önem arz ediyor.
Geçmişte, markaların iletişimi, yansıtmak üzerine kuruluydu. Kendi imajlarını göstermeye çalışmaktı amaç. Günümüzde ve gelecekte ise, müşterilere ilham verecek ve onları çekebilecek iletişim taktikleri önemli duruma geldi/gelecek.
İnternet ve dijital teknolojinin yıkıcı etkisiyle birleşen küreselleşme, kalitenin, lüksün ve ayrıcalığın ne olabileceğine dair çok daha geniş, çok boyutlu bir bakış açısı yaratıyor. Yüksek gelirli lüks tüketiciler, dünya çapında uzun süredir var olan lüks kavramlarını, kalite, rahatlık ve zarafet gibi sevseler de, bunu yeni bir dizi özlem ve yaşam tarzı hedeflerinin prizmasıyla yapıyorlar.
Varlıklı tüketiciler lüks mal ve hizmetlere her zamankinden daha fazla para harcıyor olabilir ve bu satın alımları kimliklerini şekillendirmeye yardımcı olmak için kullanıyorlar. Giderek artan bir şekilde lüks artık yalnızca kalite, rahatlık ve şıklık kavramlarıyla tanımlanmıyor.
Nitekim, lüks harcamalar günümüzde pahalı, imrenilen markalar tarafından üretilen veya elde edilmesi zor ürünlerin çok ötesine geçiyor. Günümüzde bunun yerine, “lüks” olarak kabul edilen şeyin dışardan içselleştirilmesine bir geçiş var. Günümüzün yüksek kazançlı tüketicileri, öğrenmelerine, kendilerini farklılaştırmalarına, kim olduklarını ifade etmelerine ve rahatlık ve şımartmanın ötesinde bir amaca sahip olmalarına yardımcı olacak deneyimler arıyor.
Teknoloji, bunda giderek daha önemli bir rol oynuyor ve lüks markalar, yapay zeka ve artırılmış / sanal gerçeklik deneyimleri gibi gelişmekte olan teknolojileri tekliflerine dahil etmelerini sağlamak için başarılı olacak. Nihayetinde, “lüks” kavramı, tüketicilerin sahip olmak istedikleri ürünler veya ziyaret etmek istedikleri yerler ve daha çok kim olmak istedikleri ile ilgili hale gelecek. Bunu anlayan ve müşterilerinin kendini gerçekleştirme isteklerini yerine getirmesine yardımcı olan lüks markalar, lüksün gelişen dünyasında kendilerine rekabet avantajı sağlayabilir.
Bunun için öncelikli felsefe ise, Lüksün bir şeye sahip olmakla ilgili olmadığını çok iyi kavramak ve onu yaşamak. Lüks marka ile ne yapıldığı önemlidir.
Bir şeyleri gerçek anlamda değiştirmek istiyorsanız, daha bütüncül bir bakış açısına geçmelisiniz…
