İnovasyonun genellikle gelişmiş ülkelerde doğup gelişmekte olan ülkelere yayılmasına alışılmıştır. Gelişmiş ülkelerdeki zengin müşterilerin en iyi olana yetecek alım güçleri ve istekleri mevcuttur. Müşterilerin bu istek ve arzuları teknolojiyi hızla geliştirmekte ve bir süre sonra bu teknolojinin yararları diğer ülkelere yayılmaktadır.
Genel algıya göre gelişmekte olan ülkelerin inovasyon gereksinimleri yoktur. İhtiyaç duyduklarında, güçleri yettiğince zengin ülkelerden ithal etmeyi tercih ederler. Ancak zengin ülkelerde işe yarayan ürünlerin gelişmekte olan ülkelerdeki müşteri gereksinimlerini karşılayamaması durumunda ters inovasyon devreye girer.
Ters inovasyon; ilk önce gelişmekte olan ülkelerde uygulanan daha sonra ise gelişmiş ülkelere geçen her türlü inovasyon olarak tanımlanmaktadır. Söz konusu ürünün belli koşullar altında yeni, beklenmedik ve uzun zamandır görmezden gelinmiş bir değer sunuyor olması, ters inovasyonu tetiklemektedir.
Ters İnovasyon denildiğinde akla gelen sorulardan biri gelişmiş bir ülkenin gelişmekte olan bir ülkenin ürününe/hizmetine neden ihtiyaç duyacağıdır. Hem de iki dünya arasında; performans, altyapı, sürdürülebilirlik, yasal düzenleme ve tercihler gibi 5 temel ihtiyaç farkı bulunurken.
Gelişmekte olanla gelişmiş olan ülkeleri ayıran 5 büyük ihtiyaç farkı ve bu farkı kapatan eğilimler şu şekilde sıralanmaktadır;
1.Performans Farkı; Gelişmekte olan ülkeler düşük maliyetli, yeterli performans verebilen, görülmemiş ve yeni teknolojilere meraklıdır. (Nokia’nın 5 $’lık telefonu) Zengin ülkelerde daralan bütçeler düşük fiyatlı telefon seçeneklerini düşündürmektedir. Teknolojik gelişmeler, performansı zengin müşterilerin de ilgilenebileceği noktaya yükseltir.
2.Altyapı farkı; Zengin uluslarda altyapı zaten inşa edilmiş, gelişmekte olan ülkelerde ise yapım aşamasındadır. Bu sebeple gelişmekte olan ülkelerde son teknoloji çözümleri anında uygulanabilir, yerleşik altyapısı bulunan zengin ülkeler ise eskiye bağlı kalır.
3.Sürdürülebilirlik; Yoksul ülkeler gelecek kuşağa yönelik çevreye duyarlı çözümlere zengin ülkelerden daha heveslidir. (Çin’deki elektrikli arabalar)
4.Yasal Düzenleme; Gelişmekte olan ülkelerde yasal düzenleme sistemleri az gelişmiştir. Bu nedenle yeni ürünler yasal düzenleme engellerinden daha rahat geçmektedir.
5.Tercihler; Her ülkenin kendine özgü zevk ve tercihleri vardır. Örneğin Hindistan’da PepsiCo’nun geliştirdiği Amerikalının hiç yememiş olduğu mercimek bazlı ürün gelişmiş ülkelerde de ilgi çekmiştir.
Gatorade
2001 yılından beri PepsiCo bünyesindeki Gatorade, Florida Üniversitesi’nin futbol takımı Gator’un oyuncularının yitirdikleri sıvıyı geri kazanması için antrenörler tarafından okulun araştırma laboratuvarına yaptırıldı. PepsiCo’nun bilimden sorumlu başkanı Mehmood Khan hikâyenin 1960’larda Bangladeş’te yaşanan kolera salgınına dayandığını söylüyor. Hastaların vücut sıvılarını kaybetmemesi için hazırlanan havuç suyu, hindistancevizi suyu, pirinç suyu, kurutulmuş muz ve keçiboynuzundan oluşan karışım bir tedavi yöntemiydi. Salgın tedavisi için Bangladeş’e giden doktorlar İngiliz Tıp Dergisi Lancet’te bu konuya yer ayırdı. Florida Üniversitesi’ndeki doktor da bu yöntemden faydalanarak sporcu içeceklerini geliştirdi.
Wal Mart
Perakende devi Wal Mart Orta ve Güney Amerika gibi gelişmekte olan piyasalara girdiğinde inovasyon yapması gerektiğini anladı. Şirket Meksika, Brezilya ve Arjantin’de yaygın olan küçük ve samimi perakende mağazalarının benzeri bir Wal Mart açtı çünkü küçük Wal Mart yerel kültürün ihtiyaçlarını karşılıyordu. Daha sonra ise Küçük Wal Mart konseptini Birleşik Devletlere geri getirdi çünkü orada artık büyük dükkan pazarı doymuştu. Büyük 2 dükkan yerine küçük ama şehrin her yerine dağılmış dükkan konsepti oldukça iyi sonuç verdi.
GE Kardiyoloji Cihazı
Ters inovasyonun yoksul ülkelerin yükselişini zenginlerin ise çöküşünü hızlandırması mümkündür. General Electric CEO’su Jeffrey Immelt bu durumu şöyle özetliyor, ‘Eğer yoksul ülkelerde inovasyon yapıp küresel hale getirmezsek, inovasyonu gelişmekte olan ülkelerdeki yeni rakiplerimiz yapacaktır’.
GE Sağlık mühendislik ekibi Hindistan’daki doktorları ziyaret ederken GE’nin Hindistan’da üretimini yaptığı elektrokardiyogram (EKG) cihazının hiç kullanılmadığını, onun yerine yerel markaların tercih edildiğini gördü. GE gelişmiş ülkelerde zirvedeyken kırsal kesimde oyuncu bile değildi. Gelişmiş ülkelerde doyma noktasına ulaştığından büyümenin geleceği yer olan gelişmekte olan ülkelere yönelmek çok mantıklıydı. Ve bir gün yerelden çıkan bir üretici küresel bazda ona rakip olabilirdi bu yüzden ürün geliştirmeye başladı.
GE Sağlık cihazları Hindistan piyasası için çok pahalıydı, kullanılması, onarımı ve taşınması da zordu. GE Sağlık bu amaçla Hindistan için MAC 400’ü geliştirmeye başladı ve düşük maliyetli, kolay taşınabilir, yerel elektrik sorununa karşı batarya gücü ile çalışabilen, eğitim seviyesi sebebiyle kullanımı, bakım ve onarımı çok kolay olan bir cihaz geliştirdi. Bunu yaparken de var olanı geliştirmek yerine sıfırdan yeni bir ürün oluşturdu. 2007’de piyasaya çıkarılan cihaz çok kısa sürede Hindistan’da kendini kanıtladı. Gelişmiş ülkelerin de dikkatini çekerek orada da Pazar payının yarısına sahip oldu.
“Gelecek Evden Uzakta”
Ters inovasyon kavramının öncülüğünü yapan Vijay Govindarajan, inovasyon yapmak isteyen şirketlerin kendi arka bahçeleri kadar, gelişmekte olan ülkelerin ihtiyaçları konusunda da meraklı olmaları gerektiğini söylemektedir. Govindarajan’ın da dediği gibi gelecek evden çok uzaklarda olabilir.
KAYNAK
Govindarajan, V. ve Trimble, C. (2013). Ters İnovasyon. Modus Kitap.
1 yorum