1.Netflix’in Kısa Bir Tarihi
Öncelikle olarak Netflix’in nasıl kurulduğu hakkında kısa bir giriş ile başlayalım isterseniz.1997 yılında Reed Hastings ve Marc Randolph ile birlikte kurulan Netflix, ilk başlarda film kiralama şirketi olarak hayatımıza girdi. Daha sonra 1998 yılında DVD kiralama ve satış sitesi olan Netlflix.com adı ile bir site kuruldu.1999 yılına gelindiği ise Netflix’i rakiplerinde ayıran ve günümüzde bu denli bilinir ve popüler olması sağlayan ilk adımı bir aylık fiyatla sınırsız DVD kiralama seçeneğini olmuştu. Günümüzde ise 190’dan fazla ülkede 130 milyon üyesinin farklı tür ve dilde; diziler, belgeseller ve sinema filmlerinin izlediği dünyanın bir numaralı internet eğlence hizmeti haline geldi.
2.Netflix’i “Netflix” Yapan Stratejiler Nelerdi?
Netflix’in pazarlama stratejilerine incelediğimizde iki önemli dönem gözümüze çarpmaktadır. Bunlar kablolu yayın dönemi öncesi ve sonrası olmak üzere iki ayrılmaktadır. Netflix günümüzde dijital yayın içerik tedarikçisi olarak sektörünün devlerinden biri haline geldi. Bu başarıyı kazanmasında ilk adım Netflix’in yerel DVD kiralama uygulaması oldu. 1999’da posta yoluyla DVD’ye abonelik hizmeti ile video kiralama mağazalarına yenilikçi bir alternatif olmuştu. Özellikle o dönemki en büyük rakiplerinden biri olan Blockbuster; Netflix’in bu yenilikçi ve işlevsel bir yöntem olarak sunduğu ücretsiz ve cezasız DVD iade etme özelliğinin aksine, müşteri memnuniyeti önemsemeyen ve gelenekselci tutumunu devam ettiren, DVD’nin geç getirilmesi durumda ceza verilmesi ve ücretli olması yöntemini sebebiyle Netflix’in kurduğu sektörel hegomanyanın altında ezilerek iflas etmiştir. İşte bahsettiğimiz posta yoluyla DVD servisine dayanan ilk iş modeli (yani yayın öncesi dönemi) üç genel özelliği ile tüketiciye değer kattı:
1. Büyük içerik seçimi: Netflix abonelerine tipik bir semt veya zincir video kiralama mağazasından çok daha fazla film seçeneği sundu.
2. İçerik önerileri: Netflix, içerik önerilerini her bir kullanıcıya göre ayarlamak için geniş ölçekli ve abone görüntüleme verilerini ve algoritmalarını güçlendirdi.
3. Kolaylık:Aboneler çevrimiçi olarak içerik seçimlerini yapabilme olanağı sağladı ve bir video mağazasını ziyaret etmeye gerek kalmadan DVD’lerin doğrudan ev veya iş yerlerine gönderilmesini sağladı. Bu yenilik sayesinde, Netflix’in lojistik, depolama ve dağıtım alanlarında önemli gelişmelere katkı sağlandı.
3.Dijital Kanallar Çağına İlk Adım: Kablolu Yayına Geçiş Dönemi
2000’li yıllara geçiş ile birlikte, 1980 yıllardan beri bilimkurgu filmlerinin uçuk senaryolarını süsleyen milenyum çağı teknolojilerin ilk başlangıcını Netflix’in yarattığı dijital kanal uygulaması ile başladı desek abartmış olmayız. Kablolu yayın streaming sisteme geçtikten sonra, başta ABD olmak üzere birçok Avrupa ve Uzak Doğu ülkesindeki insanların evlerine misafir olan Netflix, kablolu yayına geçtikten sonra yaptığı en büyük değişim ataklarından biri Convergence Media yani literatürümüze yakınsama medya olarak geçen, üzerindeki içeriklerin izleyicilere göre oluşturarak geniş bir yelpaze oluşturulan bu yenilik ile entegre bir şekilde büyümesi ve bring watching durumun marka nezdinde kullanabilmesi olmuştur. Öncelikle convergence (yakınsama) kavramından sizlere bahsetmek istiyorum. Teknolojinin her alanında etkisini gösteren yakınsama kavramı, köprü kurma ve birleştirme işlevleri ile farklı işleri aynı çatı altında yapabilen entegre akıllı cihazlar uygulanan bir iletişim yöntemidir. Yakınsama kavramı, medya şirketleri tarafından son 20 yıldır verilen stratejik iş kararları üzerinde derin bir etkiye sahip oldu. Yakınsama ve cihazların bir araya gelmesi, çoğu video yayınlayabilen bir ekranla, içerik ve reklamların düzenli bir şekilde sunulmasına ve geleneksel medya şirketlerinin dijital içeriğe yatırım yapmalarına neden oldu. Kablolu yayına geçilen ilk yıllarda internet kullanım olanağı yeterli bir çevirim içi akış deneyimi sunamıyordu. Netflix o dönemde yalnızca tek bir yöntem olan posta yoluyla DVD’ye devam etmiş olsaydı yakınsama ortamları posta yoluyla DVD’i teklifini olumsuz bir şekilde etkiler ve entegre olamazdı. Bu sebeple Netflix DVD’lerin çağın gerekliliklerine ayak uyduramadığını gördü ve dijital çağda daha büyük bir medya yakınsama anlayışını yakalamayabilmek için gerekli yatırım hamleleri atmaya başladı. Netflix’in kurucusu Hasting, internet akışına yönelik stratejik bir yatırım hareketi Netflix’in yakınsamaya geçişi için temel oluşturuyordu. Artık verilmek istenen içerikler internet dağıtımı ile insanların ekranlı herhangi bir cihaz üzerinden, herhangi bir videoyu kullanmalarına olanak verdi.
Geleneksel ve dijital medyanın ayrı ve farklı olduğu bir dünyada faaliyet göstermeye başladığını anlayan Netflix, her ortamda kendi şirket varlılığına uygun olarak davrandığı iş modelleri ve pazarlama uygulamalarının yanı sıra tüm bir endüstri kurmuştu. Netflix, küreselleşen ekonomik faktörlerle değişen ve dijitalleşen medya arz denklemini tabiri caizse altüst etmiş oldu. Dijital çağda medya dağıtım kapasitesi neredeyse sınırsız bir hale geldi. Bunun en büyük sonucu olarak kaliteli içeriğin bu değişen medya üzerinde ekonomisin ne denli artığıdır. Online streaming ilk olarak Temmuz 2007’de Netflix tarafından tanıtıldı ve başlangıçta akıllı bir yatırım olup olmadığına dair sorular vardı. Netflix, yalnızca Apple ve Amazon’un beğenilerini değil, aynı zamanda kablo şirketleri tarafından sunulan MovieLink, CinemaNow ve isteğe bağlı video hizmetlerini içeren daha kalabalık bir pazara giriyordu. 2007 yılında mevcut içerik dağıtım stratejisini neredeyse tamamen internet akışına göre odaklama için değiştirerek Amazon, Apple ve Hulu gibi dişli rakipler ile mücadele edebilecek ilgi çekici ve oldukça farklı bir içerik deneyimi sunmaya kendini görev ödendi. 2011 yılına gelindiğinde ise, Netflix ve Qwikster arasındaki ayrımın duyurusu yapıldığında, tüketiciler büyük bir yakınsama değişimi yaşıyorlardı. Smartphone’un iyiden iyice popülerleştiği dönemde, artık teknoloji akıllı telefonları tüketicinin ellerine bırakıyor ve tüm formlar bu cihazlar aracılığıyla yayınlanıyordu. Ekranlar her yerdeydi ve insanlar video izliyor, makaleler okuyor ve otobüsteyken fotoğraflarına bakıyorlar ve her zaman boş bir an ortaya çıkıyordu. Makalelerin gazete veya dergilerde okunması, televizyonun televizyonda izlenmesi ve radyonuzda radyo dinlenmesiydi. Ancak congervence yükselmesiyle, bu şeylerden herhangi biri bilgisayarınızda, oyun konsolunuzda, televizyonunuzda, akıllı telefonunuzda veya tabletinizde olabilir. Her tür medyaya erişim, tüm cihazlarda her yerde yaygınlaşıyor ve tüketiciler, belirli bir düzeyde kolaylık ve içeriğe erişim beklemek için büyüyorlardı. Netflix ve Hastings, var olan bu durumu 2011 yılında % 45 oranında büyüyen çevrimiçi video izleme fikrine daha fazla yatırım yapma fırsatı olarak değerlendirmiş oldu.
Netflix’in bu anlamda yaptığı tüm yenilikler ile kendi orijinal programları ve dizilere yaptığı yatırımların diğer çevrimiçi rakiplerinden kendisini ayırmaya çalıştığını belli oluyor. Bu program ve dizilerin bir kısmı zaten HBO Go, Hulu Plus ve Amazon Prime mevcut ancak; Netflix’in 2013 yılının Temmuz ayında aldığı 14 Emmy adayı, eleştirmenlerin bile yakınsama kavramını benimsediğine işaret ediyor. Netflix’in içerik yaratıcısı Ted Sarandos “televizyonun ne olduğu ile ilgili çizgi sonsuza dek bulanıklaştırılıyor. Televizyon ekranın boyutu ve içeriğin ekrana nasıl geldiğinin önemi yok. Televizyon televizyondur.”sözleri Netflix’in hangi kanal vasıta ile olursa olsun artık onun dijital bir televizyon konuma geldiğini vurgulamış oluyor.
4.Netflix’in Gerçek Bir Transformer Bir Televizyona Dönüşmesi
Netflix’in sunduğu dijital yayın hizmeti bir akıllı telefon, tablet, oyun konsolu, bilgisayar veya internete bağlı bir televizyonda izlenilebilir. Netflix uygulaması zaten Apple TV, Xbox 360, Playstation 3, Roku, Boxee, Google TV ve diğer birçok dijital cihaza yüklenmiş olarak geliyor ve tüketicilere içerik tüketmeleri için anında ve kolay bir erişim noktası sunuyor.
Netflix’in dağıtımı şu anda iki teklif arasında bir şekilde çalışıyor: Akış ve posta yoluyla DVD. Netflix’in DreamWorks stüdyoları ile yakın zamandaki ortaklığı, yeni dağıtım biçimlerinin daha da genişlediğinin bir göstergesi gibi görünüyor. Netflix ayrıca, son zamanlarda yayınlanan The Killing adlı şovun finanse edilmesine yardımcı olmak için AMC ile bir anlaşma yaptı. Anlaşmada Netflix, üretim maliyetlerinin bir kısmını öderse karşılığında Amerikalı izleyiciler yayınlanmasından üç ay sonra The Killing bölümlerini görebilecekler. İrlanda ve İngiltere’deki Netflix aboneleri için kablolu televizyonda yayınlanmasından bir gün sonra izleyebilecekler. Venedik Film Festivali’nde Altın Aslan’ı kazanan ve birçok büyük film festivalinden ödüller ile dönen Alfonso Cuarón’un Roma filmi’nin sponsorluğunu Netflix üstlenmesi Netflix’in, sektördeki dengeleri değiştirerek önümüzdeki yıllarda yeni bir sinema endüstrisi haline gelebileceğinin işareti olabilir. Aynı zamanda Netflix’i bir prodüksiyon şirketi ve içerik yaratıcısı olarak kullanılması, sadece mevcut içeriği toplamak için bir platform değil aynı zamanda Netflix’in orijinal programlaması artmaya devam ettikçe diğer dağıtım türlerine yönelik fırsatlar neredeyse kesinlikle ortaya çıkacağını gösteriyor. Netflix’in bu bağlamda abone ücreti dışındaki alanlarda para kazanmak ve Hollywood stüdyolarına ya da büyük TV Şebekelerine katılmak isteyip istemediği gelecekteki soracağımız sorulardan biri olacak.
5.Ve Son Olarak Alalım Bakalım Yakın Markaja Netflix’i
Netflix’in günden güne büyüyen ve çok yakın bir gelecekte artık yeni bir televizyon aracı olarak karşımıza çıkacağının farkındayız. Netflix’i bu aşamaya getiren en büyük durumları şu şekilde sıralayabiliriz: Netflix’in birden fazla platformda / ekranda (yakınsama) kullanılabilmesi için DVD posta dağıtımından internet akışına uygun bir sisteme hızlıca geçti. Çağın gerekliliklerine hızlıca adapte oldu. Reklamsız görüntüleme sayesinde üstün kullanıcı deneyimi sağladı ve müşteri memnuiyetini en üste tutarak kalpleri fethetti ve
en büyük dizi, film ve program akış kitaplığı ile ve en büyük akış içeriği lisanslama bütçesi ve akış alanındaki en büyük orijinal içerik geliştirme becerisi ile büyük bir ciro elde etti.
300 saatlik orijinal ve özel içerik geliştirmek için DreamWorks ile stratejik ilişki çalışmasına girerek transmedia storytelling adı altın harfler ile yazdırdı.
5. İçerik kararlarıyla ilgili olarak reklamverenlerin ek bir baskı oluşturmaması sağlayarak daha özgün daha yaratıcı olmasını sağlayarak rakiplerine en önden el salladı ve el sallarken de 14 Emmy heykelciğini de kapıverdi. Veriye erişim ve geniş kapsamlı kullanıcı veritabanları nedeniyle veriye dayalı içerik geliştirme kararları verebilme olanağını izleyicilerine sundu.
Ne diyelim Netflix büyüdükçe büyüyorsun…