Covid-19 günlerinde hepimiz uzunca bir süredir evlerdeyiz. Yaptığımız her işi dijital ortama taşıdığımız zamanlardan bahsediyorum. Webinar platformunda kına gecesi yapanlardan tutun da, birbirlerine evet diyerek haykıran gıyabi online nikah töreni yapanlara bile tanık oluyor bu gözler… Tüm bunlar olurken hayatımız da bir yandan akıp geçiyor. İş toplantıları, sosyalleşme, bol bol alışveriş vb. rutinlerimizi dijital ortamda yürütüyoruz. Hayatımız bankaya yatan görmediğimiz maaşımız, mobilden kontrol ettiğimiz birikimlerimiz, sosyal medya, alışveriş siteleri vb. dijital hesaplarımız üzerinden ilerliyor. Çoğu zaman bir şifreden diğerine dijital varlığımızı korumaya gayret ediyoruz. Peki nedir bu dijital varlığımız? Teknoloji ile hayatımıza giren siber güvenlik kavramı neden önemli? Etik hacker’lar kimler? Covid-19 günlerinde son kullanıcılar olarak siber güvenlğimizi nası koruruz?
Bugün hepimiz e-ticaret sitelerinden sıkça alışveriş yapıyor ve ödemeyi online yapıyoruz. Bankacılık mobil işlemlerinin tamamı paraya, ekonomiye dokunuyor ve yine sanal ortamda sonuçlandırılıyor. Kredi alıyoruz, ödeme yapıyoruz, havale çıkarıyoruz. Sürekli kötü niyetli kişilerin, grupların takip ettiği siber hareketlerin bir bölümünü son kullanıcılar olarak bizler yapıyoruz. Dolayısıyla birilerinin takibindeyiz ve dijital ortamlarda daha dikkatli olmamız gereken günlerdeyiz. Covid-19 salgını başladığından beri duymuşsunuzdur banka hesabından, kredi kartından para çekilenler hatta sosyal medya hesaplarının bile çalındığı olaylar artışa geçmiş gözüküyor. Biz bu kadar dijital hayatlar yaşarken görmesek de, dokunmasak da fiziksel bir gerçekliği olan maddi ya da manevi birikimlerimizin çalınması, zarar görmesi hepimiz için tamiri zor sonuçlar yaratıyor. Dolayısıyla siber güvenlik konusunun sadece devletler düzeyinde değil, kurumlar hatta son kullanıcılar açısından da çok önemli olduğu bir gerçek… Hatta bizlerin siber ortamda dijital varlığını koruyan, teknolojik birikimlerini iyi amaçlar için kullanan siber güvenlik uzmanları, etik hacker’lar biz fark etmesek de hayatımızda önemli bir yer edinmiş bile…
Siber güvenlik konusu aslında markaların da gelecek vizyonunda önemli marketing unsurlarında olmaya aday gözüküyor. Bu işe yatırım yapan, uzman ekipler kuran ve tüketiciye güven veren her marka aslında gelecekte var olacak. Örneğin gitmesek de görmesek de paramızın güvende olduğunu yaptığı iletişim ile garantileyen bir banka nasıl olur da kalbimizi kazanmaz? Güvende hissetmek psikolojik bir ihtiyaçtır ve bunu hissettiren markalara yanaşmamızdan daha doğal bir şey olabilir mi? Peki bu işin markalar ve tüketici boyutunda yapılması gerekenler listesinde neler var? Markalar için siber güvenlik temel fonskiyon olarak görülmeli, uzman ekipler istihdam edilerek teknolojik birikim sürekli güncellenmeli ve her türlü olası kriz durumuna, siber saldırıya hazır olunması gibi konular öne çıkıyor.
Peki ya son kullanıcı olarak bizler ne yapmalıyız? Banka hesabımızdan ya da kredi kartımızdan para çekildiği fark ettik, ne yapmalıyız? Cep telefonunuza gelen bilmediğiniz bir linke tıklamamalı ya da güvenilir olmayan kaynaklardan herhangi bir uygulama indirip telefonumuzda çalıştırmamalıyız. Bu yönde yapacağımız aksi hamleler telefonumuzda zararlı yazılımların arka planda çalışmasına yol açar. Bir mobil bankacılık işlemi yaparken, güvenlik sms kodu aldığımızda tüm bilgilerin ard niyetli kişilerin eline geçmesine davetiye çıkarabiliriz. Bununla birlikte ikna dolandırıcılarının da oyununa gelmemeliyiz.
Her gelen e-postaya inanıp ard niyetli kişilere para transferi yapmak üzücü sonuçlar doğurabilir. Zira işin uzmanlarının da ifade ettiği kötü niyetli kişilerin bilgisayarlara ya da telefonlara sızması, bilgilere ulaşması kolay olabilecek bir konu gibi gözükmüyor. Ancak sistemimizin gerçekten hacklendiğini düşünüyorsak sorunlu cihazımızdaki kanıtların bozulmaması için hiç bir şekilde müdahale etmeden önce sadece parolalarımızı farklı bir sistem üzerinden değiştirip, akabinde siber suçlara yönelik resmi başvuru yapmak en sağlıklısı olacaktır.
Günün sonunda pandemi ile olağanüstü anlara tanık olurken, gelecek vizyonunda parlayan bir konuya da markalar, son kullanıcılar olarak hazırlanmak gerekiyor. Siber hayat güvenlik açıklarıyla kapımıza dayandı. Bize düşen gerek markalar olarak aksiyonlar alırken, son kullanıcı tarafında da zarar görmemek için bilinçlenmek.