Sayılara Takılıp İnsanları Unutmak

Sayılar mı, İnsanlar mı?

Fujitsu’nun içinde bulunduğumuz 2017 yılında 15 ülkede 1.614 iş adamını araştırarak yaptığı Global Dijital Dönüşüm Anketi önemli veriler ortaya koydu. Ankete göre iş liderlerinin % 89’u, kuruluşlarının dijital dönüşüm girişimleri hayata geçirdiğini belirtti. Bu girişimlerin % 34’ü ise şimdiden olumlu sonuçlar doğurarak işlerin büyümesine katkıda bulundu.

Anketin bir sonucu ise oldukça çarpıcı. Bu sonuca göre işletmelerde başarılı bir dijital dönüşüme ulaşmanın en önemli faktörü doğru becerilere ve güçlü liderliğe sahip yetenekli personele sahip olmak. Doğru liderler yönettikleri ekipleriyle birlikte dijital dönüşümün baş döndüren hızına ayak uydurabilecek organizasyonlar kurarak dönüşümün başarılı şekilde gerçekleşmesini sağlıyorlar. Elbette buna ek olarak, dijital dönüşümün yürütüleceği iş ortağının da bu süreci yönetme bilgisine sahip olması gerekiyor.

Ancak tüm faktörler yukarıda saydıklarımızla bitmiyor. Özellikle de dijital dönüşümün başarıya ulaşması ve sonuçlarının sürdürülebirlir olması en sonunda insan faktörüne gelip dayanıyor. Yaratıcılık ve hayal gücüne sahip çalışanlar şirketlerin rakiplerinden sıyrılarak öne çıkmasında belki de en önemi etken. Bundan dolayı bu yeteneklere sahip insanlarla çalışmak ya da böyle bir yeteneğin gelişimini teşvik etmek çok önemli. Bu etkenin farkına varan liderler de şirketlerin dijital alt yapısını hazırlarken en büyük yatırım kalemlerinden biri olarak da insanı ekliyor ve çalışanlarına büyük yatırımlar yapıyorlar.

Asıl Çalışanlar İnsanlar

Dijital dönüşüm bildiğimiz üzere teknik bir konu ve şirketlerin elde ettikleri başarıları matematiksel veriler üzerinden hesaplanıyor. Bir robotun üretim bandından saatte kaç ürün çıkardığı, bir malın ne kadar süre içinde müşteriye teslim edildiği, hammaddeden ne kadar fire verildiği ve benzeri tüm üretim detayları hesaplanarak şirketin elde ettiği kazanım ölçülüyor. Hal böyle olunca da dönüşümü yöneten liderlerin hayatı tamamen sayılardan ibaret olmaya başlıyor. Özellikle de büyüme arzusunun ve rekabetin sınır tanımadığı günümüz pazar ekonomisinde. Süreci başarıyla götüren yöneticiler elde ettikleri başarıların sonunda hem işyerleri hem de kendileri adına güzel tatmin yaşasalar da bir çoğu sonunda matematiksel verilerin yani sayıların esiri olmaktan kurtulamıyor ve asıl çalışanların robotlar değil insanlar olduğunu unutmaya başlıyorlar. Bu bağlamda da gerçek liderliğin önemini bir kez daha ortaya çıkıyor.

Ülkemizdeki dönüşüm süreçlerini yöneten liderlerin bir çoğuna baktığımızda maalesef tablonun acı yüzüyle karşı karşıya kalıyoruz. Endüstri 4.0’ın sadece insanlar yerine robotlar yerleştirmek olduğunu düşünen, büyük veri ve nesnelerin internetini kullanarak elde ettiği rakamları değerlendirmekten yanı başındaki insanları görmez duruma gelen, hayatı sadece şirketteki matematiksel veriler olarak algılayan liderler iş dünyasında çoktan kanıksanmaya başlandı bile ve iş hayatı için de en tehlikelisi bu aslında. Çünkü insanın kaybolduğu ve robotlar ya da bilgisayarlarla kıyaslandığı bir iş hayatına doğru savruluyoruz.

Duygusal Zeka Unutuluyor

Bu durumu tetikleyen en önemli etken yöneticilerin iş zekasının yanına sosyal zekayı da eklememeleri. Oysa kollektif yaşamın olduğu ve insanın bulunduğu her ortamda sosyal zeka en önemli olmazsa olmazlardan. Bunun bilincini anlamış şirketler sadece teknolojiyi alıp kullanan değil, aynı zamanda teknolojiyi üreterek yön veren şirketlere dönüşüyor. Hem rakiplerine fark atıyorlar hem de örnek olarak arkalarından gelenlere yol gösterici oluyorlar.

Peki başarılı bir dönüşüm gerçekleştirmek ve şirketin bu başarısını sürdürülebilir kılmak için liderlerin neler yapması gerekiyor?

Bu sorunun ilk cevabı elbette iletişimi güçlü bir lider olmaktır. Lider kendisini takip edenlere hedef gösteren ve o insanlarla birlikte hedefe yürüyen kişidir. Çıktığı yolda kendini geliştiren ve bu gelişime ekibini de dahil edebilendir. Gelişimi bireysel değil, ekip olarak algılayandır. Kısaca hem kendi gelişimine hem de ekibinin gelişimine yatırım yapandır.

Elbette hedefe giden yolda başarıya ulaşılıp ulaşılmadığını matematiksel veriler ışığında inceleyecek ve tedbirlerini alacaktır ancak hedefe giderken arkasından yürüyen insanların da insan olduğunu unutmamalıdır. Bir liderin yapacağı en büyük yanlış, bir strateji belirleyip sonra da ofisine kapanarak çalışanlarla arasına bir sur çekmek ve sadece bilgisayarının ekranından matematiksel verilere takılıp kalmaktır.

İletişim Kanallarınızı Geliştirin

Liderler yanlarında çalışanlarla iletişim kanallarını ne kadar çok geliştirirler ve çoğaltırlarsa ekiplerinin başarıları da o denli artar. Çalışanlarının kendi işleri hakkında söylediklerini dinleyerek onlara “Senin söyleyeceklerini önemsiyorum. Senin fikirlerin benim için önemli” mesajı vermek yalnız çalışanların aidiyet duygusunu değil aynı zamanda yaratıcılığını da geliştirecektir. Çalışanlara sadece emir veren değil, onların fikrini alarak yol haritasını çıkaran, beraber ter akıtan ve başarıyı paylaşan liderler gerçek liderlerdir ve dijital dönüşümden de yüzlerinin akıyla çıkmayı başarmakla kalmayacak aynı zamanda sürdürülebilir bir başarıyı da yakalayacaklardır.

Kısaca özetlemek gerekirse robotları çalıştıranlar da, veriler ışığında son kararı verenler de ve dönüşümü gerçekleştirenler de insanlardır. Üstelik tüm bu dijital dönüşümün gerçek amacı fabrikaların daha fazla ürün üretmesi ya da bir ürünün daha hızlı teslim edilmesi değil, insanlığın daha iyi bir yaşamasıdır. İnsanlıksa içinde bulunduğunuz ev, iş ve sosyal hayatınızdır. Liderliğe soyunan tüm dijital dönüşüm liderlerine bir kez daha hatırlatmakta fayda var. Liderlerin bunu asla unutmaması gerekir.

 

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir