pepsico esra iren

PepsiCo Türkiye, Kurumsal İlişkiler Kıdemli Direktörü ve Sürdürülebilirlik Lideri Esra İren Röportajı

PepsiCo’nun sürdürülebilirlik vizyonu ve odak alanları nedir ve PepsiCo Türkiye bu vizyon, global stratejiyle nasıl uyumlu hale getiriliyor?

PepsiCo dünyanın önde gelen yiyecek-içecek ve tarım firmalarından biri.  Bugün 200’den fazla ülke ve bölgede faaliyetlerini sürdüren PepsiCo, faaliyetleriyle olumlu bir değişim yaratabilmek adına sürdürülebilirliği işinin merkezine koyuyor. Tarladan fabrikaya uzanan döngüsel ekonomi modelini hayata geçiriyor ve tüm faaliyetlerini, geri dönüştürülmüş malzemelerden sıfır atık prensibine kadar uzanan 360 derecelik bir yaklaşımla yönetiliyor. 

Bu yaklaşımın arkasında da merkezine sürdürülebilirliği ve insan sermayesini koymamızı sağlayan uçtan uca stratejik bir dönüşüm olan PepsiCo Pozitif yer alıyor. PepsiCo Pozitif’in Pozitif Tarım, Pozitif Değer Zinciri ve Pozitif Seçenekler olmak üzere üç ayağı bulunuyor. Döngüsel ve kapsayıcı bir ekonomi oluşturmaya yardımcı olan bir Pozitif Değer Zinciri oluşturmayı amaçlayan PepsiCo net-sıfır emisyona ulaşmayı, net su pozitif şirket olmayı, ambalaj sürdürülebilirliğini iyileştirmeyi hedefliyor. Pozitif Tarım kapsamında, kullandığı temel bileşenleri sürdürülebilir yollardan tedarik etmeyi, tarımsal tedarik zincirinde geçim kaynaklarını iyileştirmeyi, yenileyici tarım uygulamalarını yaygınlaştırmayı amaçlıyor. Pozitif Seçenekler kapsamında ise tüketicilere, kendileri ve dünya için daha fazla gülümseme yaratan pozitif seçimler yapmaları için markaları aracılığıyla ilham vermeye odaklanıyor. Bu başlıklar altında çok güçlü global hedeflerimiz var ve biz de PepsiCo Türkiye olarak bu stratejiye hızla uyum sağlamış, dünyada iyi örnek olacak uygulamalara imza atmış en başarılı ekiplerden biriyiz. PepsiCo Türkiye olarak önceki yıllarda olduğu gibi 2025 ve sonrasında da sürdürülebilirlik alanında belirlenen hedeflerimize katkı vermeye devam edeceğiz. 

Enerji verimliliği ve karbon ayak izini azaltmak adına fabrikalarınızda ve lojistik operasyonlarınızda ne gibi önlemler alıyorsunuz?

PepsiCo Türkiye olarak yenilenebilir elektrik kullanımı, fabrikalarımızda yenilenebilir kaynaklarla yeşil enerji üretimi ve filolarımızda elektrikli araçlara geçiş gibi pek çok yatırım yapıyoruz. Yenilenebilir enerjiye yaptığımız yatırımlarla, PepsiCo içerisinde tüm dünyada %100 yenilenebilir elektrik hedefine ulaşan ilk ülkelerden biriyiz. Suadiye ve Tarsus fabrikalarımızda kurduğumuz Organik Atık İşleme Tesisleri ile elektrik ihtiyacımızın %35’ini karşılıyoruz. Geriye kalan elektriği ise solar panellerden ve yenilenebilir enerji sağlayan firmalardan temin ediyoruz. 

2023’te Manisa Fabrikamızda hayata geçirdiğimiz Biyometanizasyon Tesisi Projesi Türkiye’de ve PepsiCo’nun küresel ekosisteminde bir ilk olma özelliği taşıyor. Bu projeyle fabrikamızdaki organik atıkları kullanarak doğal gazın yerine geçebilecek daha verimli biyometan gazı üreterek karbon salımını düşürebiliyoruz. Aynı zamanda enerji tüketiminde doğal kaynakların kullanımını da azaltmış oluyoruz. Yıllık yaklaşık 10.000 ton organik atıktan yılda yaklaşık 1.2 milyon metreküp biyometan gazı üretilebiliyoruz. Biyometan üretimi ile PepsiCo Manisa Fabrikası’nın doğalgaz ihtiyacının önemli bir kısmını karşılayabiliyoruz. Yıllık ortalama 1237 ton sera gazı emisyonu azaltımı yapabiliyoruz. Bu da yaklaşık olarak 55 bin ağaç ile temizlenebilen bir sera gazı emisyonuna karşılık gelen bir emisyon azaltımı demek. Önümüzdeki dönemde Projemizin ölçeğini daha da büyütmek istiyoruz. Diğer şirketlerden alacağımız atık ile üreteceğimiz biyometan miktarını daha artırmayı amaçlıyoruz. Bununla birlikte 2024’te başka bir iyi örneğe daha imza atarak Türkiye’de elektrikli tren ile hızlı tüketim sektöründe gıda taşımacılığı gerçekleştiren ilk şirket olduk. Mersin’in Akdeniz ilçesindeki Tarsus fabrikamızdan Kocaeli’nin Kartepe ilçesindeki Suadiye fabrikamıza elektrikli tren ile gidiş-dönüş olacak şekilde gıda sevkiyatı gerçekleştirildi. Gidiş dönüş olacak şekilde 1600 km’yi aşan bu güzergahta elektrikli tren ile yapılan taşımayla, karayolu ile yapılan taşıma işlemine göre karbon salımını yüzde 83 oranında düşürmüş olduk. 

Su tasarrufu ve su pozitifliği hedeflerine ulaşmak için Türkiye’de hangi projeleri yürütüyorsunuz?

Hem tesislerimizde su tasarrufu hem de tarımda su kullanımının azaltılmasına yönelik çalışmalarımız var. Bu kapsamda mutlak su kullanımını azaltmanın yanı sıra yüksek riskli bölgelerde kullanılan suyun doğaya geri kazandırılması için çalışıyoruz. Tarsus, İzmir ve Manisa fabrikalarının bulunduğu bölgelerde suyun geri kazanımı projelerini hayata geçiriyoruz. Doğa Koruma Merkezi ile yürüttüğümüz projeyle 2023 yılında PepsiCo Tarsus fabrikasında kullanılan suyun 69%’u doğaya geri kazandırdık. Doğa Koruma Merkezi ile birlikte Tarsus’ta elde edilen başarı, bu alandaki taahhüdümüzün güçlü bir göstergesi. 2024 yılında PepsiCo’nun Manisa ve İzmir’deki fabrikaların bulunduğu havzalarda hayata geçirmeye başladık. Bu tesislerimizde de benzer başarıları elde etmek için çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Diğer taraftan havzalardaki çiftçilerin geleneksel vahşi sulama yöntemlerinden daha verimli olan damla sulama yöntemlerine geçişini de desteklemeye devam edeceğiz

Ambalaj atıklarını azaltmak ve döngüsel ekonomi yaklaşımını benimsemek için hangi inovasyonları hayata geçiriyorsunuz? Plastik kullanımını minimize etmek ve geri dönüşümü artırmak için Türkiye’de yürüttüğünüz projeler nelerdir?

Türkiye’deki fabrikalarımızın tamamı 2021 yılında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın Sıfır Atık Belgesi ile sertifikalandırıldı. Ülkemizdeki 6 fabrikamızın hepsi sıfır atık olarak faaliyet gösteriyor. Tüm ambalajlarımızda geri dönüştürülmemiş plastik kullanımını azaltmaya yönelik çalışmalarımız var. Pepsi, Yedigün ve Fruko ile ilk kez 2022 yılında 1 litre pet şişelerde %100 geri dönüştürülmüş plastik rPET kullanmaya başladık ve bu anlamda Türkiye’de bir ilke imza attık.  Şu anda 1.5L ve altı tüm paketlerimiz rPET olarak üretiliyor. Bununla birlikte Türkiye’de UN Global Compact imzacısıyız ve Türkiye ağının İş Dünyası Plastik Girişimi’nin de bir parçasıyız.

Tarım tedarik zincirinde sürdürülebilirliği desteklemek için çiftçilerle nasıl iş birlikleri yapıyorsunuz? Bu alanda STK’lar ve iş ortaklarınızla nasıl iş birlikleri kuruyorsunuz?

Pozitif Tarım kapsamında Türkiye’de 20 şehirde, toplam 50.000 dekar alanda 200’ün üstünde çiftçiyle sözleşmeli olarak ülkemizdeki cipslik patatesin yaklaşık üçte ikisini üretiyoruz.  Sözleşmeli tarım modeliyle tarladan sofraya tamamen sürdürülebilir bir değer zinciri yaratılması için çalışıyoruz. Bu patatesleri ürünlerimizde kullanıyoruz. Çiftçileri 19 yıldır tedarikçi eğitim ve iletişim platformu PepsiCo Agro Akademi ile destekliyoruz. Tarımda teknoloji kullanımına yönelik önemli yatırımlarımız var. Örneğin tarımda su riskinin yüksek olduğu bilinciyle, özellikle su kullanımını azaltacak düşük basınçlı sulama teknolojilerine yatırım yapıyoruz. Örneğin, damla sulama ve mini yağmurlama sistemlerinin kullanımını yaygınlaştırarak su kullanımını %45 azalttık.  Tarımda dijitalleşme kapsamında geliştirdiğimiz Croptrak mobil uygulamasıyla tüm tarlalarımızı online olarak takip ederek tarımsal kaynaklarımızı koruyoruz. Ayrıca yiyecek fabrikalarımızda oluşan organik atıkları minerallerle zenginleştirerek geliştirdiğimiz kendi organomineral gübremiz Naturalis sayesinde çiftçilerimizin patates üretiminde kimyasal gübre kullanımını %40’ı oranında azaltmış durumdayız.

PepsiCo çatısı altındaki faaliyetlerimizin yanı sıra gerçekleştirdiğimiz iş birlikleriyle yenileyici tarımdaki etki alanımızı büyütmeye devam ediyoruz. Bu kapsamda, 2022 yılında PepsiCo Vakfı desteği ve Anadolu Meraları iş birliğiyle gerçekleştirdiğimiz “Lay’s Yenileyici Tarım” projesi kapsamında Konya Karapınar’daki uygulama arazisinde Anadolu Meraları liderliğinde çalışmalar yaptık. Toprağın ekolojik sağlığında yaşanan iyileşme başta olmak üzere projemizden çok olumlu çıktılar elde ettik, yenileyici tarım adına Türkiye’de iyi örnek olacak bir işe imza attık.  

2023 yılında ise Lay’s Yenileyici Tarım projemizi yaşanan depremlerinin yaralarını sarmak için Hatay Samandağ’a taşıdık ve “Ortak Hareket, Yeniden Bereket” ismiyle hayata geçirdik. Bu projeyle bölgede tarımı yeniden filizlendirmek için bölgedeki çiftçilerin tarım faaliyetlerine devam edebilecekleri dirençli bir gıda ağı oluşturmayı amaçladık. Proje kapsamında çiftçilere iki ayrı grup halinde “Lay’s Yenileyici Tarım Hibesi” aracılığıyla destek veriliyor ve 80 dönüm alanda ekim yapıldı. Sunulan hibe, eğitimler, mentorluk ve bölgeye uygun tarım pratikleriyle tarımda uzun dönemde afetler gibi zorlu koşullara uyum sağlanmasına katkı verdik.

2024’ün son çeyreğinde “Dünyayı Besleyen Kadınlar” projesiyle Adana’daki kadın çiftçi ve üreticileri desteklemeye başladık. Bu projede PepsiCo Vakfı’nın yanı sıra kadınların ve kız çocuklarının güçlendirilmesine odaklanarak dünya çapında yoksullukla mücadele için çalışan 75 yıllık küresel bir dernek olan CARE ile iş birliği yaptık. Yaklaşık iki yıl sürecek bu projeyle, tamamı kadın olan 35 binden fazla kişiye doğrudan ve aileleriyle birlikte yaklaşık 140 bin kişiye dolaylı olarak erişim sağlayarak çiftçilerin geçim kaynaklarını iyileştirmelerine destek olmak istiyoruz. Proje kapsamında 450 kadın çiftçi ve üreticiye hibe sağlayacağız. Proje kapsamında yaklaşık 50 dönümlük uygulama arazilerine kadın çiftçiler patates, mısır ve brokoli ekimi yapabilecek. Bunun yanı sıra kadın kooperatifleri aracılığıyla kadın çiftçilere tohum, ekipman, gübre gibi tarımsal girdiler sağlanacak. Proje kapsamında kadınlar kendi ürünlerini üretecek. Ayrıca bölgede kadınların satış ve pazarlama faaliyetlerini gerçekleştireceği platformlar aracılığıyla ürettikleri ürünlerin tüketicilerle buluşturulmasını sağlayacağız. Böylece bu projeyle, kadın çiftçilerimizin hayallerini gerçeğe dönüştürmelerine destek olurken aynı zamanda toplumsal cinsiyet eşitliğinin önünü açmaya da katkı sağlamış olacağız.

Sürdürülebilirlik stratejinizin sosyal boyutu kapsamında, Türkiye’de topluma yönelik yürüttüğünüz projeler nelerdir? Gençleri ve yerel toplulukları sürdürülebilirlik konusunda bilinçlendirmek için ne gibi eğitim ve farkındalık çalışmaları yapıyorsunuz?

PepsiCo Türkiye olarak toplumsal konularda Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri ile uyumlu bir şekilde hareket ediyoruz. Bu kapsamda özellikle toplumsal cinsiyet eşitliği, eşitsizliklerin azaltılması ve nitelikli eğitim konularına odaklanıyoruz. Kadınların iş hayatında ve yaşamın her alanında güçlendirilmesi için çalışıyoruz. PepsiCo bugüne kadar 71 ülkede toplumsal cinsiyet eşitliği girişimlerini hayata geçirdi. PepsiCo Vakfı aracılığıyla kadın ve kız çocuğunun faydalanacağı girişimleri destekledi. Ayrıca kadınların iş hayatındaki konumunu güçlendirmek için LEAD Network, Out&Equal, LeaderShift, Network Executive Women gibi birçok inisiyatif ile iş birliği yapıyoruz. Million Women Mentors programının Türkiye ayağı olan Milyon Kadına Mentör girişiminin Türkiye’deki kurucu destekçisiyiz.  PepsiCo Türkiye olarak 70’den fazla gönüllü mentorümüzle 4 yıldır programa büyük bir katkı sağlıyoruz.

PepsiCo Türkiye olarak toplumsal cinsiyet eşitliği odağında T.C. GAP Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı iş birliği ile ilk olarak 2003 yılında Batman’da başlatılan “GAP-Cheetos Çocuk Gelişim Merkezleri” ile eğitimde fırsat eşitliğinde bölgeler arası farklılıkları azaltmak için çalışmalar yaptık. Güneydoğu Anadolu’da 13 adet GAP-Cheetos Çocuk Gelişim Merkezi’mizde 250.000’den fazla çocuğa ulaşarak, akademik, sanat, spor alanında sosyal gelişimlerine katkıda bulunduk. GAP-Cheetos Çocuk Gelişim Merkezleri’nin devamı niteliğinde geliştirmiş olduğumuz “Kızlarımız Okuyor, Işık Saçıyor” projesi ile merkezlerimize devam etmiş ancak ailelerinin ekonomik şartları sebebi ile lise eğitimlerine başlayamayacak veya devam edemeyecek olan başarılı kız öğrencilerin lise ve üniversite eğitim masraflarını karşıladık.

Daha adil, daha eşitlikçi ve daha sürdürülebilir bir dünya için; toplumsal cinsiyet eşitliği ve nitelikli eğitimi odağımıza alarak çalışmaya devam ediyor ve bu kapsamda yeni projeler üretiyoruz. Geleceğin Bilim Kadınları Akademisi Projesi de bu anlayışla hayata geçirdiğimiz bir proje. Bu projeyi de işte bu eşitsizliklerin ortadan kaldırmamasına ve bu alanda kız çocuklarının güçlendirilmesine destek vermek için hayata geçirdik. PepsiCo Vakfı desteği ve Türk Eğitim Vakfı aracılığıyla şimdiye kadar STEM alanında okuyan 325 öğrenciye burs verdiğimiz proje kapsamında 2024 yılında aktif 200 bursiyerimiz bulunuyor. 71 bursiyerimizin mezun olduğu proje kapsamında bursiyerlerimize fabrikalarımızda ve genel merkezde staj imkanı da veriyoruz. Ayrıca yine bu kapsamda yabancı dil konusunda kendisini geliştirmek isteyen 4 bursiyerimize İngilizce eğitim desteği sağladık. Bunların yanı sıra dünyada ve ülkemizde alanında uzman pek çok değerli ismi Akademimizin bir parçası haline getirerek öğrencilerimizin hikayelerinden ilham almasını sağlıyoruz. Ayrıca bu kapsamda tüm bursiyerlerimize Milyon Kadına Mentor projesi üzerinden de ek mentorluk hizmeti verilmesini sağlıyoruz. 

Tüketicilerin sürdürülebilir ürün tercihlerine yönelmeleri için nasıl iletişim ve pazarlama stratejileri uyguluyorsunuz?

Tüketicilerde bu konuda farkındalık yaratmak için çalışıyoruz. Bunu hem mevcut ürünlerimizde hem de gelecekteki ürünlerimiz için koyduğumuz vizyon açısından önemsiyoruz. Tüketiciye en etkin şekilde ulaşabileceğimiz, sürdürülebilirlik deneyimini zenginleştirerek tüketiciye değer katabileceğimiz stratejilere odaklanıyoruz. Diğer taraftan toplumsal gelişmeyi destekleyen çalışmalara ürünlerimizle de dahil olarak toplumsal etkimizi artırmaya devam ediyoruz. Daha önce de ifade ettiğim gibi ürün ambalajlarımızda plastik kullanımını azaltmak ve bunu iletişimin bir parçası haline getirmek çok somut bir örnek. Diğer taraftan “Lay’s Yenileyici Tarım” projesinde olduğu gibi markalarımızın sürdürülebilirlikle ilgili farkındalık yaratma odağındaki çalışmaları da çok iyi bir örnek. Bunların bir pazarlama stratejisinin de ötesinde bütünleşik etki yaratabilecek uzun soluklu işler. Bu yaklaşımla, tüketicilerimizin artan taleplerine yanıt verebilmek adına çevresel etkileri minimize edilmiş ürünlere yatırım yapıyoruz. Mesela %100 geri dönüştürülebilir, kompostlanabilir, biyolojik olarak parçalanabilir veya yeniden kullanılabilir ambalaj üzerine çalışıyoruz. Bunlar da tüketicilerin gelecekte sürdürülebilir ürünlere yönelmesine ciddi katkılar sağlayacak. 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir