Taraftar mı Müşteri mi?

Endüstriyel futbolun taraftarı müşteriye dönüştürdüğü bir çark var. Futbolun sürekli kan kaybetmesinin endüstriyelleşmenin acımasız boyutu. Kapitalizm futbolu ele geçirmedi, önce esir aldı şimdi de öldürüyor.

Tribün unsurunun bitmesi ile futbol da bitecek. Türkiye Futbol Federasyonu da bunu çok hızlı bir şekilde hayata geçiriyor. Taraftarı müşteriye dönüştüren kontrolsüz güç Passolig ile  son darbesini vurdu. Geçtiğimiz hafta Türkiye Çok Süper Liginde tribüne gelen taraftar sayısı 8200 iken Bundes Liga 44, Premier Leuge 35 bin ortalamalarını yakaladı. Bu yeni kart uygulamasına taraftar gruplarının çok büyük tepkisi var. Organize şekilde karta karşılar. Ancak Türk futbolunun en büyük hatası burada da karşımızda. Futbolu VİP tribünündeki kravatlı abiler yönettiğini düşünüyor. Empati yapamıyor. Futbolun doğru yönetilmesi için sahaya ve saha dışına kapalı kaleden bakmak gerekiyor. Passolig bu yüzden tutmuyor. Hiç bir fizibilite yapmadan dayatmacı bir şekilde ‘bunu almadan stada giremezsin’ dersen; kartı satamazsın.

Kart neden satmıyor?  Dayatmacı bir üslup olduğu için ‘taraftar’ direniyor. Yıldrım Demirören’in desteklediği proje olması antipatiyi zirveye çıkarıyor. Demirören ben Passoligi desteklemiyorum dese, satış grafiği anında yükselir. Şaka bir yana Türk futbolu inanılmaz antipatik bir konuma geldi. Yöneticilerinden, milli takım hocalarına kadar empati yoksunu bir mesaj yolluyorlar. Tabandan da sert karşılık alıyorlar.

Taraftarın sert tepkisine karşı Passolig yöneticileri ikna süreci başlattı. Ama stratejileri tamamen yanlış.

Ünlü oynatıp işi çözelim demişler. Ama ikna etmek istedikleri kitleyle dalga geçen, onu karikatürleştiren hangi ikna modeli işlemiş ki bu işlesin. Seçimler de CHP’nin en çok eleştiri aldığı konu değil mi? Kazanmak istediğin bir grubu küçük görmek. İşte passocular da bunu yapmış. Tribünde gerçekten ağırlık ve sayı gücü olan çok büyük ir kitleyi karşısına almış.  Bir de videoda ‘bitti o günler’ diyen bıyıklı ile verdikleri bilinçaltı mesajı var ya tam tuz biber ekmiş. Sosyolojiyi çözümlemeden iknaya kalkışmışlar. Ve başarısız da oluyorlar.

Pazarola

[message_box title=”E-Bültenimize abone olun:” color=”red”][wysija_form id=”1″][/message_box]
Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir