Özellikle dijital pazarlama sektörü içinde olanlar bu kavrama yabancı değil, biliyorum. Ancak Growth Hackingterimine dair yüzeysel bilgiye sahip olan ya da yeni yeni tanışanların bu yazıyı okumasında yarar görüyorum. Ek olarak, çiçeği burnunda start-up projelerinin sahiplerinin ve yönetici kadrosunun da mutlaka Growth Hacking’i derinlemesine araştırması gerek.
Yazıyı detaylandırmadan önce, Growth Hacking hakkında yazılan şu “Büyüme Korsanlığı” saçmalığını izah edeyim de hepimizin içi bir soğusun; Ne korsanı yahu?! Hangi korsan? Sağda solda Google translate ile çevirilmiş “Büyüme Korsanlığı” ya da “Büyüme Korsanlığı Eğitimi” gibi birkaç saçma başlık gördüm, aklım gitti. Gülsek mi, ağlasak mı? Pazarlamayla alakalı okuduğunuz herhangi bir yazıda “Büyüme Korsanlığı” ibaresi kullanılmışsa hemen o sayfayı kapatmanızı öneririm; zamanınıza yazık, gidin balık falan tutun.
Doğrudur, “Growth Hacking” terimi doğrudan korsanlıkla alakalı çevirilere devşiriliyor. Biz ki bir dönem en büyük derdi “MSN hacklemek” olmuş bir nesiliz, “korsanlık” kelimesinin cazibesine mi kapılmayacağız?
Ancak, kazın ayağı öyle değil. Gelin düzgünce anlayalım işin özünü. “Hack” kelimesi, aslında bir işi yapmanın daha hızlı, pratik, kestirme yolunu bulmayı, bazen de bir açık yakalamayı temsil eden ama tam da karşılığı olmayan bir kelime.
Basit bir örnek verirsem daha anlaşılır olur; Hani japon yapıştırıcısı ile bir şeyleri birbirine yapıştırırken daha iyi tutar diye karbonat dökeriz ya, işte bu bir hack’tir; bir hack bulunmuş ve uygulanmıştır, yapıştırma hack’lemesi yapılmıştır. Pazarlama operasyonlarında adı geçen “Growth Hacking” ise tıpkı bu örnekteki gibi “Büyüme hack’lemesidir” korsanlıkla, siber suçla hiçbir ilgisi yok aslında.
Offline alanda yapılabilecek birtakım hack’ler de vardır ama bu yazıda ona değinmeyeceğim.
Gelelim dijital kanallara…
Gelir modeli internete dayalı olan her türlü oluşum için bir Growth Team kurulabilir, Growth Hacking çalışması yürütülebilir. Bu oluşum bir e-ticaret sitesi de olabilir, bir start-up da olabilir. Amaç ise belli;
Mümkünse hızlı, kalıcı, doğru ve ölçümlenebilir bir doğrultuda işi büyütmek; büyütebilmek için kendi “hackini” bulmak.
Bir önceki yazımda, koala.com’un vaka incelemesinin çevirisini yapmıştım; okursanız birçok hack görebilirsiniz. Ya da, Foursquare’ın “Süper Kullanıcı” yaklaşımını incelerseniz, nasıl bir büyüme kaydettiklerini görebilir, hack olayını netleştirebilirsiniz. Örnekleri çoğaltmak mümkün;
- Dropbox’ın davet karşılığı verdiği hediye depolama alanları,
- Airbnb’nin yaptığı Craiglist entegrasyonu,
- Yine, Airbnb’nin arkadaşını sisteme davet eden kullanıcıya ve daveti kabul edene verdiği hediye bakiye,
- Gmail’in ilk çıktığı yıllarda “az bulunurluk” prensibine dayalı, gmail kullanıcısı olmanın ayrıcalık olduğu imajıyla yürüttüğü davetiye taktiği,
- Spotify ve daha birçok internet girişiminin kendince yorumladığı ve başarıyla uyguladığı “Freemium” üyelik modeli,
- Hotmail’in, giden her maile iliştirdiği Hotmail kullanıcısı olma daveti,
Ve daha niceleri, içlerinde harikulade Growth Hacking haritaları barındırıyor. Tabii yukarıda verdiğim örnekler, herkes için anlaşılabilir olması amacıyla yüzeysel olarak geçtiğim örnekler. Teknik tarafta ise yazılımları, otomasyonları, UX analiz ve tasarımı, CRO çalışmalarını, manuel oluşturulan çeşitli tracking kodlarını da atlamamak lazım. Growth Hacking, kendi içerisinde bir tür ekosistemdir diyebiliriz ve deneyim, kreatif bakış açısı, yaratıcı pazarlama kabiliyeti, finans bilgisi, psikoloji (müşteri davranışları açısından), yazılım bilgisi gibi birçok donanımın bir arada, aynı anda, aynı yerde olmasını gerektirir.
Yukarıda verdiğim örnekler, büyüme pazarlaması ile karıştırılmamalı. İçerisinde büyümeyi barındırdığı için birbiriyle paralel ilerlemekle beraber, aynı şey değildir. Growth Hackiing’te, kendinize has bir “hack” bulup bunu pazarlama faaliyetlerinize dahil etmeniz gerekir.
Diğer yandan, özellikle sosyal medyada kendine “Growth Hacker” diyenlerin sayısı da giderek artmaya başladı. Nedir bu artış derseniz, çoğunluğu translate sayesinde kendisini korsan sanan, title sevdalısı arkadaşlarımızın heveskar girişimleridir.
Teorik olarak bir kişinin kendisine growth hacker diyebilmesi için, yukarıda saydığım donanımlara sahip olmakla beraber, bunları uygulamış ve bir growth başarısı yakalamış, tecrübeli bir pazarlama profesyoneli olması gerekir. Giderek artan “X Uzmanı” sıfatlarının sektörü de niteliksiz hale getirdiğini düşünürsek, aslında bu yaklaşım her “uzmanlık” için geçerlidir diyebiliriz.
Growth Hacking’le alakalı birçok çeviride bulabileceğiniz “Growth Funnel” veya “AARRR” modeline bu yazıda yer vermeyi düşünmedim; kabak tadı verdi artık. Ayrıca bu konuda bir makale isterseniz iletişim bölümünden talebinizi iletebilirsiniz.
Yazının ilk 5 paragrafında sadece çeviri hatasını anlattım,
Yazının ilk 5 paragrafında sadece çeviri hatasını anlattın daha sonra konuyu derinlemesine inceleyeceğini söyleyip 3-5 örnekle tanım yapıp geçtin. Yazı genelinde sürekli gör gömme edebiyatı, laf kalabalığı. Keşke çok daha az ve dolu bir yazı olsaymış benim gibi başlığı görüp okuyanlar hayal kırıklığına uğramazdı.
Selamlar, açıkçası bu konuyu basitten başlayarak daha karmaşığa doğru ilerleyerek birkaç yazıda bitirmeyi düşünüyorum. Yoksa tek içerikte sayfalarca yazı yazmak gerekecekti. Ama dikkatiniz ve ilginiz için teşekkür ederim. Devamı gelecek.