Dünyamız günden güne küçülüyor ve birbirini hiç tanımayan iki insanın birbirine ulaşması ortalama 6 arkadaşlık mesafede sürüyor. Teknoloji ilerledikçe, sosyal ağınız genişledikçe bu oran daha da düşüyor üstelik. Bugün kaleme kâğıda ya da postaya ihtiyaç duymaksızın herhangi bir Facebook ya da benzeri ağ üzerinden gönlünüz kimi istiyorsa ulaşabiliyorsunuz.
Ulaşmak bu kadar basite inmesine rağmen doğru müşteriye ulaşmak neden halâ bu kadar zor? Doğru ağı mı bulamıyoruz yoksa doğru hedefi mi belirleyemiyoruz? Ulaştıracağımız ürün, hizmet ya da duyguya mı karar veremiyoruz yoksa bunu ne zaman yapacağımıza mı? Neyi yapamıyoruz ya da neyi yapıyoruz?
Kendimizi tanıyor muyuz? Peki ya çevremizi? Bence hayır! Ne yazık ki birçok ulusal markamız kendisini tanımıyor, çevresinin ise farkında bile değil. Tek bir gerçek var birçoğu için; “Pazar büyük, biz de payımızı alırız!”.
Globalleşen dünyada, nüfusun artması, serbest piyasa ekonomisinin tüm dünyada yaygınlaşması, hayat standartlarının, iletişim ve haberleşme ağlarının gelişimi ve buna paralel olarak teknolojiye olan talep hızla artmakta. Hatta artmak kelimesi dahi hafif kalmakta. Çünkü teknoloji hayatımıza girmedi, hayatımız teknolojinin içine, ta derinine girdi ve orada kendini yeniden tanımladı.
Hayatımız teknolojinin bu kadar içindeyken ekonominin, ticaretin ve dolayısıyla pazarlamanın bunun dışında kalması beklenemezdi. Teknoloji her şeyi pazarlamak için en ideal ortamı adeta 30-40cm uzağımıza, parmaklarımızın ucuna kadar getiriyor. Hele ki konu teknolojinin içinde teknolojinin kendisini yine teknoloji vasıtasıyla pazarlamak olunca tadından yenmez hale geliyor işler.
Vegas’ta olanın Vegas’ta kalmadığı başlığıyla son 10 günün teknoloji haberleri gündeminde olan CES 2018 fuarı bu sene de devasa açık büfe teknoloji sunumu yaptı adeta. Dünyanın her yerinden binlerce marka geliştirdikleri teknolojiyi ilk elden sunmak için birbiriyle yarıştı. Akıllı asistanların ön planda olduğu fuarda tek Türk firması ise VESTEL.
Pazar büyük biz payımızı alırız demeyen, Türkiye’nin bence gururlarından biri olan Vestel birçoğunun yapamadığını yapıyor. Doğru ürünü, doğru hedefe, doğru bir ağda ve zamanda ulaştırma eylemini gerçeğe kavuşturuyor. Yani aslında ‘Pazarlama’ yı kuralına göre oynuyor. Standının büyüklüğü ve sunduğu ürünlerle göz dolduran yerli gururumuz CES18’de ‘gümbür gümbür’ bir fuar geçirdi. Adeta bir açıdan bu sene Manisa’da olan Vegas’ta kaldı! da diyebiliriz.
Dünya devleriyle aynı pazarda iseniz, aynı ürün gamlarını sunabildiğinizi ispatlamışsanız o zaman aynı arenaya çıkmalısınız. Pazarlamanın en temel ve basit kuralını uygulamalısınız; ‘Doğru zamanda Doğru yerde ol!’ İnsanların birbirine ulaşması bu kadar kolay hale gelmişken şirketlerin insanlara ulaşması zor olmamalı. Kendini ve çevresini tanıyan, rakiplerini izlemek yerine rekabette iz bırakmayı hedefleyen VESTEL’in pazarlama stratejilerini takdir etmek ve yakından izlemeye devam etmek gerek…