Akıllı telefonların hayatımıza girmesi ile birlikte tüm yaşamımız da değişti. Eskiden evden çıkarken sadece cüzdan ve anahtarı kontrol eden bireyler şimdi bunların yanına akıllı telefonlarını da ekledi.
Akıllı telefonlar kuşkusuz hepimizin hayatını ciddi şekilde düzenler halde geldi. Bir başka anlatımla fonksiyonel faydayı sağlamış oldu. Belirli telefonlar bunun ötesine geçti ve hedef kitlesi ile farklı bir bağ kurdu ve duygusal faydayı gerçekleştirdi.
Akıllı telefon kullanımının artmasına bağlı olarak telefonlarda uygulama sayısı arttı ve bunun da doğal bir sonucu olarak hepimizin akıllı telefonlarda geçirdiği zamanın artmasına neden oldu. Masaüstü bilgisayarlar hala kullanımda olmasına rağmen tablet ve taşınabilir platformlar yaş gruplarına göre değişiklik gösteriyor.
Grafikten de görüleceği üzere akıllı telefon uygulamaları 65 yaş üzeri tüketiciler hariç ciddi önem arzediyor. Grafikten çıkarılacak birçok sonuç bulunmakla birlik-te 65 yaş üzeri tüketicilerin zamanlarını en fazla masaüstü bilgisayarda geçirdiği görülürken 18-24 yaş grubu tüketicilerin zamanlarını akıllı telefon kullanarak harcadıklarını görüyoruz. Bu veri pazarlamacılar açısından son derece önemli. Ürün planlamasından medya planlamasına kadar tüm planlamalar yapılırken bu durum göz ardı edilmemeli.
Bu yaş gruplarının kullandıkları sosyal medya uygulamaları ise şu şekilde gerçekleşiyor;
Tablo incelendiğinde kullanılan sosyal medya uygulamalarından Facebook’a ait 3 uygulamanın Google’a ait 5 uygulamanın olduğunu görmekteyiz.
Yaş gruplarına göre en fazla kullanılan 10 uygulamanın dağlımı ise şu şekilde gerçekleşiyor.
Bu dağılım da göstermektedir ki Youtube, Facebook, Facebook Messenger 65 yaş grubu tüketiciler hariç tüm yaş grupları açısından en fazla zaman geçirilen ilk 3 sırada yer alan platformlar ve pazarlamacıların ve işletme sahiplerinin bu dağılımı iyi şekilde analiz etmesi gerekiyor.
Akıllı hayata hoş geldiniz… Sizce kim galip gelecek? Akıllı uygulamalar mı yoksa biz mi?