ABD’de “Yoğurdun Steve Jobs”ı olarak anılan Hamdi Ulukaya’nın hikayesi Türkiye’nin en ücra köşelerinin birinde başlamıştır. Fırat Nehri’nin kıyısında Munzur Dağları’nın eteklerindeki küçücük bir kasabada yaşamakta olan genç bir süre sonra Amerika Birleşik Devletleri’nin en başarılı 10 iş adamından biri olarak karşımıza çıkmıştır. Herkes için farklı derslerle dolu bir hikayesi olan Hamdi Ulukaya’nın hayatı ve yaşadıkları bir çok kişiye ilham verecek niteliktedir.
Sadece Bir Tek Sırt Çantasıyla Yapılan ABD Yolculuğu
1972 tarihinde Erzincan’ın İliç ilçesinde dünyaya gelen Hamdi Ulukaya, çiftçi bir ailenin çocuğudur. Lise eğitiminin ardından Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’ni kazanarak buradan mezun olur. Üniversite mezuniyetinin ardından İngilizce öğrenmek için sadece yanına aldığı bir sırt çantasıyla ABD’ye gider. Long Island’da İngilizce eğitimi alırken, New York’da da işletme üzerine bazı dersler alarak kendini geliştirmeye çalışan Ulukaya, daha sonra bir çiftlikte çalışmaya başlar.
Aileden de çiftçiliğe yatkın olan Hamdi Ulukaya’nın dünyası bu aşamadan sonra biraz daha genişlemeye başlamıştır. Zira ABD’ye oğlunu ziyaret etmek için gelen babası ABD’deki peynirlerin tadını beğenmediğinden Erzincan’da üretilen peynirleri Amerika’ya göndermeyi ve oğlunun da bu peynirleri ABD’de satmasını önerir. Hamdi Ulukaya bu aşamada artık girişimciliğe adım atmıştır.
Türkiye’den gelen peynirler Amerika’da çok beğenilir ve bunun üzerine Ulukaya, bu peynirleri ABD’de üretmek üzere bir beyaz peynir imalathanesi kurar. Bu tesisin kendini kurtarması 2 yılı bulmuş ancak bu sürede Hamdi Ulukaya azimle çalışarak pek çok deneyim kazanmıştır.
Çöpten Çıkan Mucize
Zorlu geçen 2 yılın sonunda peynir fabrikasında işler oturmaya başlamışken, Ulukaya, bir gün masasını düzenlerken üzerinde “tüm üretim makinalarıyla satılık bir yogurt fabrikasının ilanı” olan bir kağıt dikkatini çekmiştir. Ancak diğer gereksiz kağıtlarla birlikte bu kağıdı da çöpe atan Ulukaya 30 -35 dakika sonra bu ilanın kendisi için güzel bir fırsat olabileceğini düşünüp, çöpe attığı kağıtlar arasında bu ilanı bulup çıkarmış, çöpün içinden çıkardığı bu ilan da “hayatının dönün noktası” olmuş ve büyük bir mucizeye dönüşmüştür.
İlanda sözü geçen fabrikayı ziyarete giden Ulukaya, fabrikadaki 55 çalışanın motivasyonundan çok etkilenerek, çevresinden gelen tüm itirazlara rağmen bu fabrikayı satın almış ve kısa bür revizyonun ardından Erzincan’ın leziz yoğurtlarını üretmeye başlamıştır. “Chobani” markasıyla piyasa sürülen bu yoğurtlar kısa süre ABD’de büyük ilgi ve taleple karşılaşmıştır. 2005’te kurulan “Chobani”nin bugünkü başarısının en büyük sırlarından biri, Amerikan yoğurtlarından farklı olarak, Ulukaya’nın çocukluğundan beri yediği yöresel koyu kıvamlı süzme yoğurt olmasıdır.
ABD’nin En Başarılı 10 İş Adamı Olmaya Giden Yol
“Chobani” yoğurdunun hali hazırdaki kıvam ve lezzete sahip olması için Türkiye’den getirttiği bir yoğurt ustasıyla tam 2 yıl süreyle farklı denemelerde bulunan Ulukaya, istediği lezzeti elde ettikten sonra büyük market zincirlerinin süt ürünleri reyonlarına odaklanmış ve pazarlama stratejisini bunun üzerinde geliştirmiştir. Bu sayede tüketicilere kolaylıkla ulaşan “Chobani” yoğurtları hızla büyümüştür. Konuşmalarında, stratejilerini belirlerken adeta bir teknoloji şirketi gibi çalıştıklarını belirten Ulukaya, Anadolu insanının paylaşımcı yanını şirkete taşımalarının başarı da katkısı olduğunun altını çizmektedir.
ABD’nin yanısıra Latin Amerika ve Asya’da da dağıtımı yapılan Chobani yoğurtları sahibi Hamdi Ulukaya’nın azimle ve kendine güvenle başlattığı bu girişim her yıl daha da büyümekte ve insani boyutta da başta çalışanları olmak üzere diğer ülkelerde ki insanlara da katkılar yapmaktadır.
Hamdi Ulukaya’nın Anadolu’dan Gelen Paylaşım Ruhu
Anadolu’nun paylaşımcı ve insani yönünü taşıyan Hamdi Ulukaya, gobal mülteci sorununa bir çözüm bulunmasına katkıda bulunmak amacıyla 2015 yılında bir vakıf (Tent Foundation) kurarak servetinin bir kısmını buraya ayırmıştır
Ulukaya, Nisan 2016’dan itibaren çalışanlarının faydalandığı bir şirket ortaklık sistemi getirmiş olup, bu programla şirket çalışanlarının büyümeden pay almalarını amaçlamıştır. Bu kapsamda, şirket hisselerinin % 10’unun çalışanlara dağıltılması planlanmıştır.
“Yoğurdun Steve Jobs”ı olarak anılan Ulukaya, yine 2016 yılında kendisi gibi gıda alanındaki girişimcileri desteklemek için bir kuluçka merkezi (Chobani Food Incubator) kurmuştur.