Film hayranı iseniz, bu mesleğe iyi aşina olma ihtimaliniz var.
1940’larda bir bavul satan ikonik Fuller Brush’tan, Marvel’in yarattığı kahramanlara kadar, Hollywood filmlerinin ilk icat edildiği zamanlardan beri satış sanatını romantikleştirdi. Alıcı ile satıcı arasındaki psikolojik satranç oyunu bir şekilde izleyicilere özgün bir izlenim bırakıyor. Bu kalite, prodüksiyon, oyuncular, senaryo ve bir çok sebepten olabilir. İzleyiciler farklı bir prodüksiyon izlediklerinde hikayeyi beğenseler bile, “bu Hollywood tarafından çekilseydi …” diye düşünmüyor değiller. Onlara bunu düşündüren tam olarak ne? Gelin şöyle bir başarılı yapımlara bir göz atalım.
Tüm Zamanların En İyi Satış Filmleri
1) İkinci El Araba (1980)
Kurt Russell, Robert Zemeckis’in satış hicivinde devlet senatosu için koşmayı hayal eden bir araba serserisini canlandırıyor. Vazgeçilmez olan klişeler 1980’de de oldukça etkiliydi. Öyle ki, Russell’ın konuşkanlığı, çekiciliği ve karizması, günümüzde hala etkili olan tavırları 35 yıl önceden veriliyor. Russell karakterinin sık sık tekrarlanan “Güven bana!” sloganı, her iyi satış elemanının mükemmelleştireceği mantra haline getiriyor. O sahneye bir göz atın derim!
2) Bir Satıcının Ölümü (1985)
Arthur Miller’ın dönüm noktası oyununun Emmy ödüllü uyarlaması, CBS’de televizyona uyarlanmış bir film olarak gösterildi. John Malkovich ve Stephen Lang’ın muhteşem bir şekilde desteklediği Dustin Hoffman’ın ölümünden kaçan Willy Loman’ı canlandırdığı Miller’ın acımasız öyküsünü trajik yaşama uyarlıyor. Amerikan Rüyasının başarısızlığı için kapıdan kapıya satışları bir metafor olarak kullanarak, “Bir Satıcının Ölümü”, değiştirilemeyen bir erkeğin yüreksiz bir portresidir ve değiştirilemeyeceğini ispatlar.
3) Günü Yakala (1986)
Robin Williams, “Öldürülen Ozanlar Derneği” nde öğrencilere “carpe diem” sözcüğünü öğretmeden üç yıl önce ironik olarak “Günü Yakala” başlığı ile güçlü bir performans gösterdi. 1950’lerde yoksulluk ve boşanma ile mücadele eden orta yaşlı Yahudi bir satış elemanını oynayan Williams, Saul Bellow’un klasik romanının her inceliğini yaşadı ve yaşattı diyebiliriz. Yürek burkan bu hikayede doğal satış becerilerini en kötü zamanda kaybeden, başarısızlık ile karşı karşıya gelen adamın bu kasvetli portresi aslen CBS televizyonunda yayınlandı.
4) Bebek Boom (1987)
Diane Keaton, başını kaşımak için bile zamanı olmayan, çalışmaya odaklanan, kendini “Kaptan Leydi” ilan eden J.C. Wiatt karakterine hayat veriyor. Tanımadığı bir akrabası tarafından ona miras kalan öksüz bir bebeğe bakması gerekir. Bu güçlü yönetim danışmanı, bir çocuğun yetiştirilmesinin bir milyon dolarlık sözleşmeyi müzakere etmekten daha fazla direnç gerektirdiğini öğrenir. İşini kaybettikten ve bir çiftlik satın aldıktan sonra, aşırı stresli olan Wiatt, kendi markası olan organik bebek maması satmaya başladığında gerçek çağrısını keşfetti. Yorucu bir girişimcilik ve yaratıcılık hikayesi olan “Baby Boom”, iş dünyasında ve hayatta bir kırılma noktasının kılık değiştirme fırsatı olabileceğini gösteriyor.
Buarada, ‘baby boom’ bebek doğumlarında yaşanan ani patlamaların demografi terminolojisinde ve de halk arasındaki adıdır. 1950-60 yılları Amerika’da böyle bir olguya sahne olmuştur.
5) Kalay Adamları (1987)
Barry Levinson’ın Baltimore Üçlemesi’nin ikinci ayağı olan “Tin Men” 1963 yılında aliminyum ticaretiyle uğraşan iki satıcının karıştığı bir trafik kazasıyla başlıyor. Biri iş hayatında yaşadığı başarısızlıklar, diğeri de özel hayatının verdiği sıkıntıyla ateşlenen iki adam hınçlarını birbirlerinden çıkarmaya kalkar. Başrollerini Richard Dreyfuss ve Danny DeVito’nun paylaştığı “Tin Men” özellikle oyuncularının performanslarıyla parlayan etkileyici bir komedi.
6) Glengarry Glen Ross (1992)
David Mamet’in Pulitzer ve Tony ödülü kazanmış filmidir. Film, isteksiz alıcılara istenmeyen emlakları satmak için birçok etik veya kanuni olmayan yola (yalanlardan ve dalkavukluktan rüşvete kadar) başvuran, dört umutsuz emlakçının hayatlarındaki iki günden parçalar gösterir. Hikaye, kısmen, David Mamet’in 1960’ların sonunda Şikago’daki bir emlak ofisinde daktilograf olarak çalıştığı dönemden kalma tecrübelerine dayanır. Mamet’in özenilmiş masalı acı bir şekilde netleştiğinde, anlıyoruz ki bazen satış yapmadan önce ruhunuzu satmanız gerekir.
7) Tommy Boy (1995)
Farley, şirketini ayakta tutacak kadar yeni işler üretmekle görevli olarak müşterileri ile bağlantı kurmanın, fantezi sloganlardan ve sağlam el sıkışmalarından fazlasına bağlı olduğunu; Bu onların ihtiyaçlarını dinlemek ve hakiki insanlık ile cevap vermekle ilgili olduğuna inanır.
8) Elmas Adamlar (2000)
Usta bir satıcı işvereninin ısrarı üzerine bir çömezi yetiştirmeye başlar. Hayatı tek başına yollarda geçmiştir ve şimdi bir başkasıyla ortaklık yapmak zor gelmektedir. Zamanla çaylaktan da öğreneceği şeyler olduğunu fark eder. “Diamond Men” adeta yeniden keşfi bekleyen bir mücevher.
9) Savaş Lordu (2005)
“Savaşın Efendisi”, kötü tanınmış bir silah satıcısının gerçek hayattan esinlenerek, AK-47’leri Afrikalı savaş ağalarına satmanın, yaşlılara ortopedik ayakkabı satmaktan çok farklı olmadığını belirtiyor. Sonuçta, hepsi müşterinize saygıyla yaklaşma meselesidir. New York’taki mahalleye silah dağıtmaktan haydut ülkelere silah dağıtmakla geçen küçük bir silah satıcısının yükselişini ve düşüşünü çizen bu karanlık komik gerilim, Nicolas Cage’i en etkileyici rollerinden biri ile canlandırıyor.
10) Mutluluk Peşinde (2006)
“Bir Satıcının Ölümü”, satış işgalini boşuna bir sembol olarak kullanırken, bu ilham verici drama onu olumlu, yaşamı değiştiren bir meslek olarak sunar. Will Smith, Chris Gardner rolünden dolayı Akademi Ödülü adaylığına layık görüldü. Bu satış elemanı, kendisinin ve beş yaşındaki oğlunun bir dizi şanssız mali arıza sonrasında evsiz kalır. Gardner tüm zorluklara rağmen daha iyi bir yaşam arayışı izler.
11) Aşk ve Diğer Uyuşturucular (2010)
Kurgusal olmayan anı Sabit Satış: Bir Viagra Satışçısının Evrimi üzerine kurulu olan bu romantik dram, Jake Gyllenhaal’ı kaygısız etik ve reddettiği bir cevapla Pfizer’in 1 numaralı ilaç itici olmasına yardımcı olan iddialı bir ilaç şirketi olarak canlandırıyor. Bir aşk hikayesi olarak pazarlanmasına rağmen filmin, sağlık satışlarının rekabetçi dünyasına benzetmesi, onu izlemeye değer kılıyor. Gyllenhaal’ın çekiciliği, hemşirelerden geçerken ya da doktorlara rüşvet verip vermediğinde, onun için çalıştığı endüstrinin ahlaki açıdan şüpheli uygulamalarına rağmen onun için kök salmamıza neden oluyor.
12) Cedar Rapids (2011)
TV şovlarının hayranları “Parklar ve Eğlence” sigortacılarla ilgili bu düşük anahtarlı gülücüğün tadını çıkaracak; Ancak bitmeyen bir ticaret sözleşmesi ile uğraşan herkes bununla da alâkalı olur. Komik Adam Ed Helms, çok korunaklı ve masum olan, daha önce hiç bu otelde kalmamış, naif bir sigorta şirketi olan Tim Lippe’i canlandırıyor. Şirketi tarafından Iowa’daki Cedar Rapids’deki “büyük metropol” in önemli bir toplantısına gönderilen Tim’in doğuştan gelen pozitifliği, hafta sonunu geçirdiği alaycı satış görevlileri üzerinde dönüştürücü bir etkiye sahiptir. İş yerinde dostluk hakkında “Cedar Rapids” adlı mütevazi ancak ilgi çekici bir komedi ziyarete değer.
Kazan Dairesi – Boiler Room unutulmuş ama unutulmamalıydı bence..
“Öldürülen Şairler Derneği” Böyle film yok ama ‘Ölü Ozanlar Derneği’ diye bir film var o olmasın acaba ?
Teşekkürler Erhan Bey, Düzeltme yapılmıştır.