Son yıllarda teknolojinin hızla gelişimi hem reklam sektörünü hem de sosyal medyayı olumlu biçimde etkiledi. Reklam sektörü zaten geniş olan yelpazesini bu kez sosyal medya çevresinde genişletmeye başladı. Markaların rekabet ortamı kabul edilen aktif pazarlar yerini Twitter, Facebook, Linkedin, İnstagram gibi sosyal medya mecralarına bıraktılar. Bu mecralarda ki rekabet o kadar büyük boyuttaki bu rekabeti günü gününe takip etmek neredeyse imkansızlaştı.
Markaların sosyal medya tercihlerine ait güncel tablo.
Yukarıdaki tablo ile alakalı konuşacak olursak görüldüğü üzere; markaların sosyal medya tercihlerinde ki en önemli faktör tüketicilerin hangi sosyal medya mecrasını kullandığıyla ilintili. Tüketici neredeyse markalar orada.
İkinci bir nokta olarak markaların kurumsallaşma aşamasını da sosyal medya mecraları aracılığıyla devam ettirdiğini görüyoruz. Linkedin, bu kurumsallaşma aşamasına destek sağlayan en önemli sitelerin başında geliyor. Sosyal medya, içinde barındırdığı mecralarla, özgün ve güncel şekliyle markalar tarafından oldukça benimsenmiş görünüyor.
Markalar, sosyal medyada bu denli aktif duruma gelmişken tüketici de sosyal medyayı en az markalar kadar aktif kullanıyor. Tüketiciler, satın aldıkları markalarla alakalı geri dönüşlerini, şikayet bildirimlerini ve önerilerini sosyal medya aracılığıyla kolay bir şekilde ulaştırıyorlar. Aynı zamanda markaların sosyal medya hesaplarından duyurulan kampanyalara da yoğun ilgi gösteren tüketiciler markalar ile aralarındaki iletişimi bir hayli güçlü tutuyorlar. Kısacası sosyal medyanın marka ile tüketici arasındaki bağı güçlendirdiğini söylemek oldukça mümkün.
