Sektör Sektör Normalleşirken Yeni Dünya Düzenine Hazır mıyız?

ds-damat

Pandemi geçti mi? Geçmedi mi? Bence hepimizin kafası karışık, ancak bir yandan normalleşme adımlarını koşarak atıyoruz. Diğer yandan yaşadığımız günlerin üzerimizde yarattığı etkiler, değişen alışkanlıklarımız, tercihlerimiz ve hayat düzenimiz kitleleri olduğu gibi markaları da farklı yönelimlere sevk edecek gibi duruyor. Peki, bu dönemde tarihe not düştüklerimiz nelerdi derseniz en başta doğal yaşama döndük. Görünümümüz, iletişimimiz, yaşantımız adeta en yalın haline geri döndü. Bilime güven arttı, gıdanın, üretimin ne kadar hayati olduğunu kavradık. Gelişmiş toplum ve teknolojilerin doğanın karşısında çaresiz kaldığına tanık olduk. Elbette sosyal ve ekonomik katmanda yaşanan yaratıcı yıkım geniş fırsatları da hayatımızın eksenine soktu. Dijital teknoloji, e-hizmetler daha önce hiç olmadığı kadar geniş kitlelerin hayatına hızlıca giriş yaptı. Şirketlerin, bireylerin yıllar sonra bile belki uzağında olacak dijitalleşme 2-3 ay gibi kısa sürede hayatımızı ele geçirdi. Nasıl sağlıklı besleniriz, nasıl evde spor yaparız hatta nasıl birbirimize daha çok iyilik yaparız gibi sayısız konuyu dijital ortamda aradık ve tatbik ettik. Sadece bu döneme ilişkin değişen tüketici davranışları başlı başına doktora tezi olur.

En doğal halimizle yaratıcılığın doruklarına çıktık. Kendimizle baş başa kaldığımız bu süre zarfında birçoğumuz kişisel özgürlüğün nasıl bir kazanım olduğunu hatırladı. Yaratıcılığın anahtarı olan özgürlük dijitalin sınırsız ve küresel evreninde en güzel paylaşımlara, esprilere, anlara ve iletişimlere döndü. İzlediğimiz kadarıyla toplumun her kesiminden insan belki de en iyi bildiği konudan başlayıp en yaratıcı hikâyelerini bir tarafı kriz, kaygı, sınırlılık ama diğer tarafı zihinsel özgürlük ortamında hazırladı.

Normalleşmeye çalıştığımız bu günlerde tüm bu değişimleri iyi okumak gerekiyor. Gerek son kullanıcı olarak bizler, gerek markalar aynı şekilde devam edemeyiz. Her kriz bir belirsizliktir ve aslında belirsizlik geleceğe iyi hazırlanılarak giderilebilir. Pandemi ile yaşadığımız günlerde tanık olduklarım, söyleşilerim üzerinden yola çıkarak; gelecek neler getirecek, hazırlık listemizde neler olmalı şöyle bir sıralamak istedim:

Mücbir sebeplerden başlayan dijitalleşme, online alışveriş furyası artık kolay kolay gerilemez.

Dijitalleşen dünya bizi esir almış gibi gözükse de aslında hayatımızı kolaylaştıran tarafları alıp, yaşantımıza entegre edip, ama aslında yaratıcılığımızı zorlayarak üretime devam etmeliyiz.

Yaratım kişilere özeldir. Aslında sürece en iyi bildiğiniz konudan başlarsanız hikâyeniz bir yere mutlaka varacaktır. Markalar açısından ise hikâye anlatımı yaygınlaşacak, en doğal ve duygulara dokunan hikâyeler tüketiciler nezdinde mutlaka karşılık bulacaktır.

Krizler başlı başına değişimi tetikler ama esas olan markaların, ülkelerin bu değişimi yönetecek ve değişimi gerçekleştirecek olan insanlara yatırım yapmasıdır. Teknolojiyi kullanarak tüketici deneyimini geliştiren, dahası insan gücünü dijital yetkinliklere göre eğiten ülke ve sektörler öne çıkacaktır.

İnternet sitesi, mobil uygulamalar ve güçlü dijital alt yapının önemini çok yakından gördük. Tedarik zincirinin her koluyla yakın iş birliği yaparak geleceğe hazırlanmak artık her markanın olmazsa olmazı olacaktır.

İşin sağlık ve ekonomik boyutu başlı başına yıkım oldu ama gerek markalar, gerek toplumlar hızlıca toparlanıp, normalleşme ile edinilen kazanımları üretime çevirdiğinde yeni normal diye adlandırılan belirsizliğin olağan döngüye oturması mümkün olacaktır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir