Puhutv 2016 yılının son çeyreğinde Doğuş Grubu’nun tanıttığı, ücretsiz dizi izlenebilir bir platform ve şimdilik son kullanıcı üzerine kurulu bir gelir modeli yok. Yegane geliri reklam satışı. Bu platformun yaşayabilmesi için envanterindeki içeriklere daha çok reklam almak durumundalar. Ancak reklam geliri işin bel kemiği olmasına rağmen, kullanıcıyı platformdan soğutmamak adına; en baştan kuşaklar, uzunlukları, site üzerindeki banner yerleri belirlenmiş durumdaydı. Puhu uzun zamandır altyapı çalışması yaptığı için, dersine iyi çalışıyordu. Puhu’nun açılmasının üzerinden 6 ay geçtikten sonra relansman niteliğinde Fi dizisi çıkageldi. Tabi yeniden lansman ilk lansmandan daha etkili oldu.
Fi dizisinin oyuncuları arasında Ozan Güven, Serenay Sarıkaya, Mehmet Günsur, Berrak Tüzünataç gibi medya etkisi yüksek oyuncular var. Dolayısıyla bir internet dizisi için oldukça iddialı, şimdiye kadar görmediğimiz bir kadro. Bu kadroyu ve senaryoyu bir araya Ay Yapım kalitesinde getirecek tek koşul sponsorluk çalışmalarıydı. Hummalı çalışmalar sonucu başta Vodafone ve Samsung olmak üzere yapım bütçesini karşılayabilecek destek yaratıldı.
Pazarlama kurallarıyla düşünüldüğünde ilk başlarda içimizde bir tedirginlik vardı. ‘Acaba bu markalar abartı şekilde mi gösterilecek’ diye… Ancak ilk bir kaç bölüm sonunda o kadar dozunda ürün yerleştirmeler vardı ki çok iyi iş çıkarıldığını düşündük. Ta ki Fi’nin 7. bölümüne kadar… Cimri.com’un Fi’nin 7. bölümünü mercek altına aldığı infografiyi görünce konunun artık tartışmaya açılması gereken bir boyutta olduğunu kesin.
Aldığımız duyum; ana sponsorlardan Samsung’un verdiği birkaç milyon TL’nin karşılığındaki az görünürlüğünden şikayetçi olarak veryansın etmesi sonucu, resmen 7. bölümde ilk defa bir markanın başrolü oynadığını izledik. “O reklamlar olmasa, bu yapımları izleyemeyiz” kadar sığ olmadan konuyu değerlendirmek gerektiğini düşünüyoruz.
Pazarlamanın ‘logoyu büyütmek’ olarak görüldüğü topraklarımızda, 90 gençliğinin dolaplarının, kitaplarının üstüne yapıştırdığı sticker’ları gökdelenlere yapıştıran markalarımız olduğunu düşünürsek aslında konunun kökü derinlerde. Verdiği her bir kuruşu görünürlük elde etmek için kullanmak isteyen markalar gibi Samsung’un da gözden kaçırdığı bir şeyler olabilir mi?