Günümüzde sosyal medyaya verilen önemin artmasıyla beraber reklam ajanslarına olan rağbet artmakta. Hepimiz her gün en yoğun anlarımızda bile bir fotoğraf bakmak, bir tweet okumak, bir video izlemek ya da kim neredeymiş diye öğrenmek için sosyal medyaya bir göz atar olduk. İzlediğimiz videolarda, baktığımız fotoğraflarda araya sıkıştırılan reklamlar ise göz ardı edilecek gibi değil.. Peki bu reklamları üreten reklam ajanslarında işler nasıl yürüyor?
Pazarlama dünyasının kilit anahtarları şüphesiz ki reklam ajansları. Reklam ajanslarının gücü ise insan kaynakları. Ve tamamen insan beyninin yaratıcılığı! Durum böyleyken diğer işverenlere nazaran reklam ajansı sahiplerinin daha hassas olması gerektiği de ortada. Çünkü asla unutulmamalı ki; bir çalışan çalıştığı ortamda ne kadar mutlu, ne kadar huzurlu ne kadar sağlıklıysa verimliliği de bir o kadar fazla oluyor.
Peki gelelim reklam ajanslarının bunu ne kadar sağlayabildiğine.
Peki gelelim reklam ajanslarının bunu ne kadar sağlayabildiğine.Çoğunlukla dışarıdan bakıldığında hayal edilen, renkli ofis ortamı, eğlenceli bir çalışma alanı ve belki de yüksek bir gelir… Üzülerek söylemek zorundayım ki, işler hiç de dışarıdan görüldüğü gibi değil.
Hatta ve hatta reklam ajanslarının en büyük sorunlarının çalışma saatlerinin belirsizliği ve bitmeyen mesai saatleri olduğunu söyleyebilirim… Çok değil bundan 4-5 ay önce Japonya’da bir çalışan strese ve çalışma yoğunluğuna daha fazla dayanamayıp annesine bıraktığı bir notla hayatına son vermişti. Ajans başkanı ise bu durumun kendinden kaynaklanmasından dolayı istifa etmişti. Böyle durumların yaşanmamasını temenni ediyoruz. Sonuçta insan hayatı herhangi bir bedeli olmayan ve faturalandırılmayan bir olgu.
Daha fazla bilgi almak isterseniz diye linki buraya bırakıyorum.
Diğer bir hususa da kısaca değinmek istiyorum –ki bence bu en önemli sorunlardan bir tanesi- Reklamların / işlerin hep kısa sürede yetiştirilmesi zorunluluğu. İş verenlerin hep en kısa zamanda en iyi işi bekliyor olmaları ajans çalışanlarının yaşam kalitesini oldukça düşürmekte.
İnsanı tamamen ‘mecbur’ mesai yapmaya iten. Hep bir son dakikacılık. Yetiştirme telaşı, fikirlerini sakince dinleyip ortaya rahatça dökememe sorunu ve STRES bu sorunun en temel öğelerini oluşturuyor.
Günümüz teknolojisiyle beraber bazı şirketler bu sorunu biraz olsun ortadan kaldırabilmek için mobil çalışma olanağı ile çalışanlarına pozitif çözümler sunabiliyor. Bu sayede insanlar artık daha az stresli, daha verimli ve daha mutlu olarak işlerini ortaya koyabiliyorlar. Bu da aslında hem maddi hem manevi kazancı beraberinde getiriyor.
Kısacası reklam sektörü çok fazla “esnek çalışma saatleri” içerir. DİKKAT!!! 🙂
