dsc9312

Pepsico Türkiye Yiyecek Kategorisi Pazarlama Kıdemli Direktörü Seren Çankırı Röportajı

728x90 damat

PepsiCo Türkiye Yiyecek kategorisi markalarınızdan Lay’s ile yürüttüğünüz sürdürülebilir tarım uygulamalarınızdan bahseder misiniz?

Dünyanın önde gelen yiyecek ve içecek şirketlerinden biri olan PepsiCo olarak Türkiye’de yiyecek kategorisinde Doritos, Lays, Cheetos, Ruffles ve Çerezza markalarımızla hizmetlerimizi sürdürüyoruz. Atıştırmalık sektöründe Pazar payımızı sürekli artıran markalarımızla bu konuda önemli çalışmalar yürütüyoruz.

Belirttiğiniz gibi Lay’s markamızla patates üretimi için geçtiğimiz senelerde uygulamaya başladığımız tarımsal sürdürülebilirlik konusundaki iyi uygulamalarımızı genişleterek devam ediyoruz. Türkiye’nin dört bir yanında yetişen patateslerden özenle üretilen Lay’s, bu topraklara, çiftçilere ve doğaya katkı sunuyor. Bu yolla tarımda yerli üretimin devamlılığını sağlamayı amaçlıyoruz. Bu yıl PepsiCo Vakfı’nın desteğiyle gerçekleştireceğimiz projemizle Türkiye çapında daha çok çiftçiye ulaşacağız ve demonstrasyon tarlası ile çiftçlerimize yenileyici (onarıcı) tarım uygulamalarını göstereceğiz. Bu sayede ülkemizde sürdürülebilir tarım uygulamaları benimseyen çiftçi sayımız artacak.

Markalarınızdan Doritos ile gençlere yönelik bir takım sosyal sorumluluk projeleriniz mevcut… Bu projenizi biraz anlatabilir misiniz?

Evet, Türkiye’nin lider yiyecek markası Doritos, her zaman gençleri hayatı cesurca yaşamaya ve hayallerinin peşinden gitmeye davet eden bir marka olmayı sürdürüyor. Bu yaklaşımla “bicesaret kampanyamızı hayata geçirdik. Bu kampanya kapsamında gençleri cesur olmaya teşvik ediyor ve “Cesur Yeni Meslekler” konusunda onları bilinçlendirerek hayallerindeki meslekleri hayata geçirmelerine yardımcı oluyoruz.  Her sene ne yenilik getirecek diye beklenen eglenceli Doritos Risk ürünümüz kalıcı olarak raflardaki yerini aldı. Bu ürünümüzle gençlerin sosyal ortamlarda eğlenmelerini sağlarken, bir taraftan da risk almanın ne kadar keyifli olduğu boyutunu da göstermeyi amaçladık.

Cheetos markanızla geçtiğimiz yıl patili dostlarımız için güzel bir kampanya yürüttünüz. Bu yıl yine bu konuda çalışmalarınız olacak mı?

Cheetos ile belirttiğiniz gibi geçen sene çok sevilen ve beğenilen bir projeyi uygulamaya aldık. Cheetos, Hayvan Hakları Federasyonu (HAYTAP) iş birliği ile sokak hayvanlarının yaşamlarını iyileştirmeyi amaçladığımız “Patilere desteğin Cheetos şekli” kampanyamız ile 7 bölgeden 7 ilde hayvan bakımevlerine ameliyathaneler kurulmasını hedefledik. Projemizi Ipsos tarafından gerçekleştirilen “Türkiye’de Sokak Hayvanları ve Evcil Hayvanlar Algısı” başlıklı araştırmanın sonuçlarına göre şekillendirdik. Kampanyanın önemli bir ayağını da bakımevlerindeki sokak hayvanları için hayvan severler nezdinde farkındalık yaratmak ve onların sahiplendirilmesini kolaylaştırmak oluşturdu. Budan hareketle “Cheetos Pati Haritası” adıyla Türkiye’nin ilk hayvan bakımevi haritası oluşturduk. Getir’in iş birliğiyle projemize kısa sürede bir ameliyathane daha ekleyerek ameliyathane sayımızı 8’e çıkardık. Bu yıl projemizi daha da genişleterek daha çok sokak hayvanına ulaşmak ve destek olmayı amaçlıyoruz. Bu doğrultuda, eksikleri ve ihtiyaçları anlamak için HAYTAP ile de görüşmelerimizi sürdürüyoruz.

Ruffles markanızla UEFA Şampiyonlar Ligi destekçilerinden birisiniz. Bunun markanıza kattığı değer konusunda ne düşünüyorsunuz? Bu konuda ne tür çalışmalarınız olacak?

Ruffles markamızla dünyanın en çok takip edilen ve en prestijli liglerinden biri olarak kabul edilen UEFA Şampiyonlar Ligi’nin sponsorları olarak futbola katkı sunuyoruz. Kulüp futbolunun zirvesi olan UEFA Şampiyonlar Ligi sponsorluğumuzla futbolseverlerin heyecanına ve tutkusuna ortak oluyoruz. Maçları takip eden futbolseverlerle duygusal bir bağ kuran Ruffles ve UEFA Şampiyonlar Ligi’nin mükemmel birlikteliği, tüketicilerimiz için futbol ve eğlenceyi bir araya getirirken aynı zamanda bu tutkuyu paylaşabilme fırsatlarını da sunuyor. Önümüzdeki dönem de cips ambalajlarımızı geri dönüştürerek futbolseverlerin kullanabilmesi için bir halı saha yapacağız.

Bu bilgiler ışığında 2022 yılı için ne tür kampanyalarınız olacak?

Geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi bu yıl da çalışmalarımızı müşterilerimizin ve tüketicilerimizin odağımızda olacağı birtakım yeniliklerle sürdürmeyi hedefliyoruz. Hem paydaşlarımız hem de ekosistemimiz için değer yaratacağımız proje, kampanya ve iş birlikleri ile hayatlara dokunmaya devam edeceğiz.

İhtiyaç, beklenti ve trendlerin hızla değiştiği bir sektördesiniz… Beklenti ve hedefleriniz neler?

Kesinlikle hızlı değişim ve dönüşümün yaşandığı bir sektördeyiz. Yeni inovasyonlar, dijital ve mobil teknolojiler, yeni trend ve yaklaşımlar beraberinde güzel fırsatlar da sunuyor ve aynı zamanda sektörün geleceğini şekillendiriyor. Müşterilerimizin ihtiyaç ve beklentilerine en uygun deneyimi sunmak Pepsico olarak bizim için büyük bir önem taşıyor.  Özellikle son dönemde tüketicinin bilinmeyen ihtiyaçlarını tespit edip, henüz onlar kendileri bile farkında değilken bu ihtiyaçları gideren ürünleri pazara sunmak konusunda önemli başarılara imza attık. Önümüzdeki dönemde de bu başarılarımıza devam etmek için önceliğimiz bu değişimleri ve tüketici ihtiyaçlarını iyi analiz etmek, dijital inovasyonlar ve verinin doğru analizi olacak

Son olarak da sürdürülebilirlik alanında yaptığınız çalışmalardan bahsedebilir misiniz?

Sürdürülebilirlik her zaman en üst sırasında yer alıyor ve iş modelimizi ve ekosistemimizi sürdürülebilir bir eksen üzerinde inşa ediyoruz. Türkiye’de toplam 10 bin hektarlık alan üzerinde patates, mısır ve mısır irmiği üretiminin yapılmasını sağlıyoruz. Türkiye’nin 20 şehrinde, yüzlerce çiftçiyle sözleşmeli tarım uygulaması çerçevesinde, Lay’s ve Ruffles markalarımız için ülkemizin cipslik patates üretiminin %60’ını gerçekleştiriyoruz. Patateslerimizi, kendi geliştirdiğimiz “organo-mineral” gübre “Naturalis” ile yetiştiriyoruz. Tarımda kullanılan suyu optimize ediyoruz. Kaynak kullanımını azaltırken, verimi artıyoruz.

Sürdürülebilirlik kapsamında, karbon emisyonu konusunda en önemli etkiyi yaratabileceğimize inandığımız alanlara odaklanmış durumdayız. Bu alanları; pozitif tarım (sağlıklı toprak), pozitif tedarik zinciri, (su kullanımı ve karbon salınımını azaltma, yenilenebilir enerji, sıfır atık), ve topluma pozitif katkı (ürün seçenekleri, toplumsal destek) olarak sıralayabiliriz. Bu doğrultuda PepsiCo olarak 2030’a kadar doğrudan operasyonlarımızda mutlak sera gazı emisyonlarını %75 oranında azaltmayı hedefliyoruz. Yine aynı dönemde doğrudan operasyonlarımıza ek olarak tüm değer zincirimiz genelinde mutlak sera gazı emisyonunu %40’tan fazla düşürmeyi hedefliyoruz. Ayrıca 2040 yılına kadar net sıfır emisyona ulaşma sözü verdik. Koyduğumuz bu hedefler; 26 milyon metrik tondan fazla sera gazı emisyonunun azaltılmasına veya beş milyondan fazla otomobilin bir yıl boyunca trafikten kaldırılmasına eşdeğer. Bu hedefler kapsamında emisyon azaltımına yardımcı olmanın yanı sıra dünyanın en büyük tarım işletmelerinden biri olan PepsiCo global toprak sağlığını ve biyo-çeşitliliği iyileştirmeye, orman kesimlerini azaltmaya ve çiftçiler için daha fazla verim sağlamaya yardımcı olan sürdürülebilir ve rejeneratif tarım çalışmalarını daha da ölçeklendirmeyi planlıyor. Patates atıklarından yapılmış düşük emisyonlu gübre üretme teknolojisinin yanı sıra, hassas tarım teknolojisinden daha fazla yararlanma, çiftçiler ve tarımsal bileşenlerin tedarikçileri ile yenilenebilir enerjiye geçişi de bu planlar arasında yer alıyor.

Tüm bunların yanı sıra yenilenebilir enerji konusunda PepsiCo küresel düzeyde çok ciddi çalışmalar yapıyor. PepsiCo’nun Avrupa bölgesindeki 12 ülke hâlihazırda %100 yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik sağlıyor. Rüzgâr enerjisi, güneş enerjisi, fotovoltaik paneller veya biyokütle jeneratörleri gibi uygulamalarla bölgedeki 13 tesiste kurulu yenilenebilir enerji kaynaklarına sahip. Ayrıca, PepsiCo ürünlerinin dağıtım sürecinde ortaya çıkan emisyonları azaltacak şekilde daha iyi rota planlaması sağlamak için yapay zekâ teknolojisi kullanımını genişletme yönünde çalışmalar bulunuyor. “Başlangıçtan İtibaren Sürdürülebilir” programı kapsamında global düzeyde yenilikçi iş süreçleriyle sera gazı emisyonlarının azaltılmasına odaklanıyoruz. Bunların başında çalışanların iş amaçlı havayolu seyahatlerinin karbon etkisini ortadan kaldırmayı ve üçüncü taraf lojistiği için taşıyıcı seçiminde olumlu karbon etkisini oluşturmayı amaçlayan iki dahili karbon fiyatlandırma programı geliyor.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir