Cumhurbaşkanlığı seçimi yaklaşırken adaylar seçim kampanyalarına tam gaz devam ediyor. Adayların siyasal pazarlama sürecinde oluşturdukları seçim kampanyaları neredeyse her seçimde olduğu gibi yine büyük tartışmalara yol açtı. Siyasal kampanyalar üzerinden efsaneler çok fazla olsa da etkileri, siyasal tercihleri değiştirme gücü hakkında çok fazla ayağı yere basan bilgiye ulaşamıyoruz. Bu süreçte siyasal kampanya ve etkileri üzerine yazdım.
Siyasal kampanyalar, siyasi partilerin ideolojilerini, programlarını veya adaylarını seçmenlerin beğenisine sunmak için yapmış olduğu faaliyetler olarak tanımlanabilir. Bu faaliyetler bir süreç gerektirir.Bu süreç; kampanyanın başlangıcında belirlenen amaçlara ulaşmak için siyasi parti veya aday tarafından gösterilen gayretlere, finansmana, organizasyona yönelik tüm çabalardan meydana gelmektedir.İyi bir siyasal kampanyayı yürütmek için belli başlı hazırlıkların yapılması gerekmektedir.( Sevinç,2006:8) Seçim kampanyalarında partiler fikirlerini, toplumsal sorunlar karşısında duruşlarını halka anlatma yarışına girerler. Bu açıdan baktığımızda seçim kampanyaları bir çeşit bilgilendirme kampanyası olarak düşünülebilir.( Nadeau, Nevitte, Gidengil Blais,2001:2)
Siyasal kampanyanın ilk başladığı ve geliştiği yer olarak ABD alındığında seçim kampanyaları, başka küçük partiler olmasına karşılık, yıllardan beri iktidarı paylaşan iki ana siyasal parti olan Cumhuriyetçi Parti ile Demokrat Parti arasında geçen bir kampanya biçiminde gelişmiştir .( Sevinç,2006:10)ABD’nin ellili yıllarda cumhuriyetçiler ve demokratlar arasında başlayan siyasal kampanya serüveni bugün milyon dolarlık siyasal kampanyalara dönüşmüştür.
Siyasal kampanyaların bilgilendirme, ikna etme ve kamuoyu oluşturma olmak üzere üç temel amacı bulunmaktadır. Bir seçim kampanyasında seçmenlere; partiler, adaylar, uygulanan ve uygulanması gereken politikalar, gündemdeki konular hakkında, aday ve partilerin tutumları ve muhalefet partilerinin yaptıkları olumlu ve olumsuz faaliyetler gibi konularda bilgiler verilmektedir. Bir siyasal kampanyanın fonksiyonlarını şu şekilde sıralamak mümkündür.
• Siyasal kampanyalar, seçmen tercihlerini etkileyerek seçmenleri oy vermeye yönlendirmektedir.
• Siyasal kampanyalar, her türlü görüşün tartışılması için uygun bir ortam yaratmaktadır.
• Kampanyalar aracılığıyla parti temsilcileri kamuoyuna tanıtılmakta, seçmenlerin oy vereceği adayları tanıması sağlanmaktadır.
• Kampanyalar, seçmenlerin siyasal sisteme bağlanmalarını sağlamakta, uzlaşma ortamının sağlanmasına katkıda bulunmakta ve demokrasi kültürünün yaygınlaşmasına aracılık etmektedir.
• Kampanyalar bir tür eğitim işlevi de görmektedir. Kampanyalar sırasında kitle iletişim araçları aracılığıyla ülkenin temel sorunları gündeme getirilerek seçmenlerin bunları öğrenmesi ve tartışması
Yukarıda gördüğümüz gibi bir siyasal kampanya içerisinde birçok değişken bulundurur. Siyasal kampanyalarının katkısının tek bir olasılığa indirgemek yapılan önemli hatalardan biri olarak karşımıza çıkar.
Bir siyasal partinin yada şahsın da kampanyaya başlamadan önce ana hedefini ve stratejisini oluşturup kampanyaya o doğrultuda başlamalıdır.Sözgelimi halk tarafından çok fazla tanınmayan yeni bir siyasal oluşumsanız önceliğiniz halkı ikna etmekten çok kendinizi tanıtma yani bilgilendirme fonksiyonuna yönelik olacaktır. (Ekmelettin İhsanoğlu’nun kampanyasının büyük bölümünde halk tarafından pek fazla tanınmadığı için “tanınmaya” yönelik çalışmalar karşımıza çıkıyor) Halk tarafından yeterince tanındığınızda da kampanya bu sefer halkı sandıkta kendinize oy vermeye ikna etme fonksiyonuna ağırlık verecektir.Örneğin Genç Parti 2002 seçimlerden sadece üç ay önce kuruldu .Genç Parti’nin ilk olarak yaptığı Cem Uzan’ın elinde bulundurduğu ekonomik ve medya gücünü kullanarak onu halka tanıtmaktır.Genç Parti bu süreçte sandıktan % 7 gibi bir oy başarısıyla çıkmış olsa da sürecin bu kadar kısa olması halkın büyük çoğunluğunda Genç Parti’ye oy vermek için bir güven ortamı oluşmasına yetmedi.O yüzden bugün bile Genç Parti’nin o söylemleri ulaşılmaz popülist söylemler olarak anılmaktadır.
Kararlı seçmene yönelik kampanyalar, kararsız seçmene yönelik kampanyalar ve ilgisiz seçmene yönelik kampanyalar olmak üzere üç grupta toplanan (Aziz, 2007: 108) siyasal seçim kampanyalarının etkilerini araştıran araştırmacılara göre siyasal kampanyalar sırasında üç tür seçmen profili ortaya çıkmaktadır. Bunlar; şekillenenler, yüzergezerler ve parti değiştirenler” şeklinde sıralanmaktadır (Özkan, 2007: 120)
Siyasal kampanyaların etkisi üzerine elli yıldan beri yapılan bazı araştırmalar, kampanya çalışmalarının partizan seçmenlerin tercihlerini daha da kuvvetlendirdiğini göstermektedir. Bu araştırmalara göre kampanya çalışmaları, bir adayın kitlelerin desteğini almasına ve bilgilendirmesine katkıda bulunmaktadır. .( Sevinç,2006:8)Özellikle kampanya etkisini çok ciddiye almayan kesimin göz ardı ettiği bir etken de partizan seçmenlerdir.Kampanya özellikle partizan olarak tanımlayabileceğimiz kitlenin konsolide olmasını sağlar.Siyasal seçim kampanyalarına da baktığımızda sandığa yaklaştıkça liderlerin sertleştiğini açıkça görebiliriz.
Ayrıca kampanyanın ana olarak etkileyebileceği bir diğer grup kararsızlar ve yüzer-gezer oylardır.Kararsız diyebileceğimiz seçmen için kampanya dönemi çok önemlidir.Bu kitle sandıktaki oy verme davranışını büyük ölçüde bu dönem de partilerin sergilediği yada sergileyemediği davranışlarına göre belirler.Özellikle partilerin seçim döneminde yaptığı mitingler ve açık hava toplantıları kararsız seçmeni etkilemeye yöneliktir.Bu süreç ülkeyi etkileyecek bir genel seçimden Ege’nin küçük bir köyüne kadar her yerde karşımıza çıkabilecek olağan bir durumdur.Siyasi partiler büyük meydanları doldurarak bunu yaparken küçük bir köyde de muhtar adayı evinin avlusuna kurduğu ışıklandırma sistemiyle seçim gecesi arkasındaki kalabalığı göstererek oyları etkilemeye çalışmaktadır.Bu örneklerde gördüğümüz gibi siyasiler gözde taraf etkisi* kuramını kullanarak kararsız ve yüzer-gezer oyları almaya çalışmaktadır.
Prof.dr.Ömer Çaha seçim kampanyaları seçmen üzerinde ne kadar etkili konulu yazısında bu konuyu şöyle açıklamaktadır. Parti tercihinde seçim kampanyaların ne kadar payı var? Partilerin büyük paralar harcayarak ve tüm güçleriyle asıldıkları seçimlerde tek belirleyen faktör seçim kampanyası mı? 29 mart 2009 yerel seçimlerinin ardından İstanbul’da 3000 kişi üzerinde gerçekleştirdiğimiz araştırmaya göre seçim kampanyalarının seçmen üzerinde belirgin bir etki oluşturmadığı görülmüştür. Seçimden bir hafta önce gerçekleşen üç hafta içinde tamamlanan bir diğer araştırmada da İstanbul seçmeninin yüzde doksan beşi CHP’nin yüzde seksen biri de AKP’nin herhangi bir sloganını hatırlamamıştır. Kısacası 2009 yerel seçimlerinin ardından gerçekleştirilen bu araştırma verilerini dikkate aldığımızda,kampanya etkinliğinden çok,partiler üzerinde sahip olunan kanaatlerin seçmen üzerinde daha fazla etkili olduğunu söyleyebiliriz.Seçim kampanyaları,partiler etrafında yoğunlaşmış seçmen kitlesini burada tutmanın yanında daha çok kararsızları ve yüzer-gezer seçmen kitlesini etkilemektedir.12 haziran genel seçimlerine giderken partiler etrafında yığılmış seçmen kitlesi ne kadar dı? Değişik firmalar tarafından yapılan kamuoyu yüklemelerine göre kampanyanın başlangıcında seçmenin % 40’ıAKP,%22’si CHP,% 11Mhp,%5’i BDP,% en az 5’i de diğer partiler etrafında yığılmış durumdaydı.Partiler yanlarına yaklaşık olarak bu seçmen kitlesinin desteğini alarak seçim kampanyalarına başladılar.Kararsız kitlede partilere dağıtıldığında AKP %48,CHP %26,MHP%13’e çıkmaktadır.Seçim sonuçlarını göz önünde bulundurursak kampanyanın yaklaşık %1-2 gibi bir etkisi olduğunu görürüz.(Kararsız seçmen anketlerde partilerin oy oranlarına dağıtıldığı için, siyasal kampanyanın kararsız seçmene olan etkisi göz ardı edilmiştir.)
Obama’nın kazanacağını birkaç hafta öncesinde öngören Prof. Alan Abramowitz Washington Post’ta’ do campaigns really change voters’ minds’? Başlığıyla yayınlanan yazısında 1992 ‘den bu yana yaptığı araştırmalar sonucunda bir siyasal kampanyanın seçime etkisinin % 2 oranında olduğunu söylüyor. Yine ülkemizde AKP’nin siyasal reklamlarını yapan ve kampanyasını hazırlayan Arter Ajans başkanı Erol Olcak ‘da Zaman’a verdiği röportajda bir siyasal kampanyanın sandığa etkisinin % 2 olduğu belirtmektedir.
Siyaset İletişim algıları yönetme becerisidir. Siyasal kampanyanın seçime önemli, etkileri olsa da seçimi kazandıran “adaylar” ve algıyı yönetme başarısıdır. Siyasette partinizin yada adayınız algısını profesyonel anlamda her an yönetemezseniz, seçime 3-5 ay kala hazırlanan siyasal kampanyalar seçmen için ancak “gece geçen gemi”* olur.
*ingilizce konuşulan ülkelerin siyaset biliminde “bandwagen effect” olarak bilinir. seçimlerden önce yapılan kamuoyu yoklamalarını izleyen seçmenler, seçimleri kazanması olası adayı desteklemeye yönelirler ki buna gözde taraf etkisi denir.
*Davıd Ogılvy’nin tüketiciye temas etmeyen reklamlar için söylediği söz
Güzel bir yazı olmuş elinize saglık lakin kampanyalardan daha somut ve nokta atışı örnekler olsaydı vurucu olurdu bir de %2 meselesi Türkiye’de daha farklı işliyor. Siyasi gündemin yönü kampanya şekilleri çok etkili. Bu da kültürel etkiden ileri geliyor olabilir. Yani Türk seçmenin anlık karar mekanizması