Kısaca kendinizden ve Next In Game’den bahseder misiniz?
Ben Aykut Özdemir. Yaklaşık 15 yıldır reklam sektörünün farklı alanlarında SEO Uzmanlığı, Sosyal Medya Uzmanlığı ve Reklam Yazarlığı, Yaratıcı Ekip Liderliği gibi görevler alarak sektörde adından söz ettiren birçok ajansta çalıştım. Ekim 2019 itibariyle ise Türkiye’de oyun sektörünün en önemli aktörlerinden biri olan ve tabiri caizse büyük espor organizasyonlarıyla Türkiye’yi tanıştıran sevgili Doruk Demirsar ile birlikte hayata geçirdiğimiz Next in Game Oyun ve Espor Ajansı ile aslında çocukluğumdan beri tutkum olan ve yıllar içerisinde de farklı şekillerde içine girip çıktığım oyun dünyasına kesin bir giriş yaptım diyebilirim. Next in Game yalnızca oyun ve espor alanında hizmet veren bir 360 reklam ajansı gibi düşünülebilir. Ama reklam ajansı olmanın yanında kendi ürünlerimizi geliştirerek bu ürünleri sektördeki iş ortaklarımız da katkısıyla sektöre faydalı olacak şekilde konumlandırma gayreti içerisinde bir şirketiz.
Espor dünyada ve Türkiye’de hangi konumda?
Espor bugün Uluslararası Olimpiyat Komitesince resmen bir spor olarak kabul edilmiş, Türkiye dahil birçok ülkede federasyonları bulunan hatta geçtiğimiz aylarda uluslararası bir federasyonu da kurulan, tüm dünyada yüz milyonlarca aktif oyuncuya ve milyarlarca dolar ekonomik hacme sahip bir spor dalı. Türkiye’de de federasyon tarafından lisanslanmış 50’nin üzerinde takım ve iki binden fazla lisanslı oyuncuyla her gün büyüyen bir alan diyebiliriz.
2018 kurulan Türkiye Espor Federasyonu, 2020 kurulan Avrupa Espor Federasyonu gibi kurumların espor ve oyun sektörüne etkisi nedir?
Öncelikle hızla profesyonelleşen, oyuncuların ciddi gelirler elde etmeye başladığı ve uluslararası liglere sahip bir spor dalı olduğu için esporun da bir federasyona sahip olması kaçınılmazdı. Federasyonun Türkiye’de elektronik sporlara yönelik bilinci artırmak ve gelişimine katkı sağlamak amacıyla düzenlediği organizasyonlar dışında özellikle profesyonel esporcuların lisanlar alabilmesi, uluslararası müsabakalarda ve liglerde ülkemizi temsil etme hakkı kazanan oyuncuların ve takımların bu liglere katılımıyla alakalı gerekli prosedür ve temsil gücünün sağlanması, globalde çok büyük etkiye sahip şampiyonalarda Türk takımlarının da slot elde edebilmesi gibi konularla alakalı çalışmalar yürüttüğünü söyleyebiliriz. Biz de Türkiye Espor Federasyonu ile yakın çalışıyoruz ve birlikte birçok projeye imza atıyoruz.
Dünyaca yaşadığımız Covid-19 virüsü sebebiyle bütün spor dalları sosyal mesafe nedeniyle durduruldu bu süreç oyun sektörünü ve esporu nasıl etkiledi?
İşte burada bilgisayar oyunlarının ve elektronik sporların en güzel yanı devreye giriyor.
Bilgisayar oyunları çocukları ve gençleri sanıldığı gibi asosyal yapmıyor. Maalesef biz büyüklerin her yere beton dökerek oyun alanlarını yok ettiğimiz çocuklar ve gençler, asosyal olmaktan kurtulmak için bilgisayar oyunlarına sarılıyor ve online oyunlar sayesinde arkadaşlarıyla birlikte ailelerinin gözü önünde sosyalleşip oyun oynayabiliyor. Hatta yeni arkadaşlıklar da elde edebiliyor. Pandemi sürecinde de bilgisayar oyunları ve elektronik sporların tam olarak bu yönü devreye girdi ve tüm geleneksel sporların aksine espor gençlerin imdadına yetişerek hem aktif esporcular hem de maçları izleyen kitle açısından bir ilaç etkisi yarattı diyebiliriz. Bu konuyla ilgili pandemi döneminde yayına aldığımız iki farklı raporumuz da mevcut. Bir örnek vermek gerekirse iletişim çalışmalarını bizim yürüttüğümüz Intel ESL Türkiye Şampiyonası’nın izlenme sayıları geçen yıla oranla iki kat artış gösterdi.
Espor, sosyal medya üzerinde de oldukça etkin örneğin Twitter’da espor konuları ile ilgili 1 milyona yakın tweet atıldı. Sizin bu konu hakkındaki düşünce ve değerlendirmeniz nedir?
Aslında tüm dünya insanları olarak yeni çağın başlangıcına şahitlik ediyoruz. Bazılarımız bunun farkında ama birçok kişi hala tam anlamıyla idrak edebilmiş değil. Espor’un büyümesiyle bizler şu an futbol, basketbol gibi milyonlar hatta milyarlarca insanı etkisi altına alan geleneksel sporların doğuşu gibi geleceğin en büyük eğlence aracı olacak esporun doğuşuna şahitlik eden şanslı bir nesiliz. Şu an Türkiye’de çok yüksek seviyelerde olmasa da globalde neredeyse NBA oyuncuları kadar gelire sahip olan esporcuların bulunduğu, maçların Türkiye’de basketboldan fazla izlendiği futbolla ise yer yer kafa kafaya geldiği bir spor dalının sosyal medyada bu kadar çok konuşulmasını tabii ki normal karşılıyoruz.
2019’da düzenlediğiniz Intel ESL Gaming Fest en büyük espor etkinliği olmuştu ve 17.000 biletli izleyici katılmıştı. Pandemi sürecinde gerçekleştirdiğiniz İntel ESL Gaming Fest 2020 nasıl geçti, bu sürecin festivale olumlu ve olumsuz etkileri nelerdi?
Intel ESL Türkiye Şampiyonası 5 yıldır devam eden ve her sene bir önceki yıla göre daha da büyüyen bir organizasyon. 2019 yılında İzmir Fuarı içerisinde gerçekleşen büyük final etkinliğimizin gördüğü büyük ilgi bunun en büyük kanıtı diyebilirim. Fakat tabii ki 2020 sadece bizim için değil tüm insanlık için zor bir yıl oldu ve olmaya da devam ediyor. Espor ve daha genel anlamda oyun sektörü ise kendi doğası ve iç mekanikleri gereği aslında bu pandemi sürecinden tabiri caizse en kazançlı çıkan sektör oldu diyebiliriz. Tüm geleneksel sporların durduğu noktada sadece biz bile ESL Türkiye ile birlikte birçok marka ve hatta Espor Federasyonu için düzenlediğimiz turnuvalarla durmadan yolumuza devam edebildik. Ve bu süreçte evlerine kapanan gençlerin sosyal hayattan, eğlenceden ve çok sevdikleri oyunlardan kopmaması için çalıştık. Bu yıl Intel ESL Türkiye Şampiyonası büyük finalini yine İzmir’de yapmayı planlıyorduk fakat malum pandemi süreci sebebiyle kimsenin sağlığını riske atmamak adına tüm iş ortaklarımız ve sponsorlarımızla birlikte ortak bir karar alarak şampiyonayı tamamen online platformlara taşıma kararı aldık. Şampiyonanın büyük finali 11-12-13 Eylül tarihlerinde hem ESL Türkiye’nin Twitch, Youtube ve Facebook kanallarından canlı olarak yayınlanacak hem de 13 Eylül tarihindeki büyük final mücadelesi DMAX aracılığı ile televizyonlardan da seyircisiyle buluşacak. Tabii burada önemli bir not düşmekte fayda var. Pandemi sürecinde yaşanan tüm zorluklara rağmen Intel ESL Türkiye Şampiyonası’nın hız kesmeden hatta hacmini arttırarak devam etmesine katkı sağlayan, bu süreçte bize olan inançlarını asla kaybetmeyen başta Intel olmak üzere Monster Notebook, Teknosa ve Hepsiburada’ya teşekkür etmemiz gerekir. Bu derece büyük organizasyonlar sponsorlarınız olmadan altından kalkabileceğiniz işler değildir. Biz burada aldığımız büyük desteğin farkındayız ve karşılığını vermek için canla başla çalışıyoruz.
Örnek vererek izah etmek gerekirse ABD oyun şirketi olan Zynga, 3 Türk oyun şirketini satın aldı. Bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Dünya’nın Türk oyun şirketlerine olan bakışı nedir?
Türkiye oyun sektöründen kazanç sağlama açısından dünyada 16. sırada yer alıyor. Yani burada oyun sektörü anlamında çok büyük bir pazar var. Tek başına bu veri bile global oyun şirketlerinin neden Türkiye ile bu kadar yakından ilgilendiğini açıklamaya yetiyor. Bu arada Zynga Peak Games ile kalmayıp yakın zamanda başka bir Türk oyun şirketi Rollic Games’i de 170 milyon dolara satın aldı. Bunun arkası gelmeye devam edecektir. En azından sektörün içerisinden insanlar olarak bizim de birtakım öngörülerimiz ve hatta bildiklerimiz var diyeyim. Zaten bu yıl Intel ESL Gaming Fest kapsamında hayata geçirdiğimiz Next Game Startup Oyun Girişimciliği Yarışması fikrinin arkasındaki en büyük sebeplerden bir de bu öngörülerimizdi. Next Game Startup yüzlerce başvuru aldı, ön elemeyi geçen 92 farklı oyun projesi yarıştı ve son 10 proje sahibi takım İzmir’deki final etkinliğimizde sunumlarını yaptılar.
3 takımımız jüri oylamasıyla ödüle layık görüldü ama aslında birbirinden kıymetli 10 yepyeni oyun projesi görücüye çıkmış oldu. Yetenekli Türk gençlerini bu şekilde projelerle tespit edip yatırımcılarla ve büyük oyuncularla buluşturmaya devam edeceğiz. Buradaki en büyük hayalimiz mobil oyunlar dışında %100 Türk gençleri tarafından geliştirilen PC oyunlarının da dünyayı kasıp kavurması. Yıllardır biz onların yaptığı oyunların başında saatlerimizi harcadık biraz da biz onları oynatalım istiyoruz. 🙂
Zaten revaçta olan espor, pandemi sürecinde de ivmesine ivme kattı. Peki esporun ve oyun sektörünün geleceğini nasıl görüyorsunuz?
Sene başında oyun sektörünün 2020 sonunda Türkiye’de 1 milyar dolarlık bir hacme ulaşmasını bekliyorduk. Pandemi sürecinin yarattığı ivmelenme ile 1 milyar dolarlık bu sınır Temmuz- Ağustos aylarında aşıldı diyebiliriz. Oyun sektörü ve tabii ki espor dünyanın her yerinde büyümeye devam ettiği gibi Türkiye’de de bu büyüme trendi devam edecektir. 2021 ve 2022 yılları itibariyle işin eğlence kısmı büyüyerek devam ederken bir yandan da yeni istihdam alanları ve ekonomiye sağladığı direkt katkıyı da hissetmeye başlayacağız.
Bugün tüm dünyada oyun sektörünün hacmi neredeyse sinema, dizi ve müzik endüstrilerinin toplam hacmine denk geliyor. Zaten bu sebeple oyunlar ve espor için geleceğin tartışmasız en büyük eğlence aracı diyoruz. Bizim de bu konuda hayata geçmeyi bekleyen birçok projemiz var. Zamanın neler getireceğini hep birlikte göreceğiz.