Türkiye’de bir çok kurumun başına gelen ve hala da gelmeye devam edecek olan bir yıkım vardır; sahip olunan markanın piyasadan silinmesi.
Markanın önemini kavrayamamış ve hatta anlamamış olan herkes piyasadan silinen bir markayı yöneticilerin ya da pazarlama ekibin başarısızlığı olarak görür. Avrupa’ nın yıllardır süregelen başarısını ülkemize taşımaya çalışanlar ise yine konunun temasını oldukça yanlış yorumlamaya başlamıştır.
İnsan beyninin deneysel yapısı ne kadar aynı olsa da, toplumsal genler ve sosyolojik konum tüm algının yönetimini yapar. Türk toplumunda mekan olarak salaş lokantaları bu kadar özel kılan iki etken vardır: garsonların samimiyeti ve verilen lezzet. Bu iki kavram sizi asla gitmeyeceğiniz bir mekana bile gitme isteği yaratabilir.
Kurum, başlangıcında ya da faaliyeti boyunca marka stratejisini doğru kurmuş ve yönetiyor olabilirken de başarısızlığa uğrayabilir. Çünkü kurulan bir strateji, onu sunan ve topluma açan insanlar tarafından doğru anlaşılmaz ise yapılan her adım sadece birer fikir olarak kalacaktır.
Klişe de gelse, başarı bu bütünlüğün korunması ile sağlanır. Olması gereken yaklaşımın tek odak noktası vardır: yönetim kadrosunun tek bir noktaya saplanmaması ve organizasyon içerisinde doğru aksiyonların alınması.
Organizasyonel bir yapının olması gereken sistemine birkaç örnek verebiliriz;
Marka Sorumluları: Doğru stratejide uygulanacak tarifi tüm ayrıntılarla belirlemek ve sonucun yönetime doğru aktarıldığından emin olunması gerekiyor. Marka sorumlusu daha sonrasında kenara çekilmemeli, pazarlama ve satış ekibinin tüm adımlarını izlemeli.
Pazarlama Ekibi: Adımın en önemli noktalarından biri daha pazarlama ekibidir. Marka bilincini net bir şekilde taşıyan bir ekip, stratejisini doğru kurar ve satış sorumlulularının marka hedefine uygun ilerlemesinin sağlar. Bu durum ömrü uzatmanın ve bilinirliğinin temelidir.
Satış Sorumluları& Marka Temsilcileri: İşte kilit nokta. Bu ekip psikolojik olarak işlerinin önemsenmediğini hissettiği noktada kuruma verilebilecek en büyük zararı verebilirler. Belki de yatırımın en yüksek yapılması gereken yapıdır; bizim ülkemizde ise bu yüzden en büyük kaybı yaşatabilecek ve yaşatan yapı olarak gösterilebilir.
Seçilen kişilerde aranılan özellikler ikna etmesi, kotayı arttırması ve az ücrette çalışması ise bu sadece gününüzü kurtarırken, şirket ömrünü de git gide sona yaklaştırır. Doğru ve samimi iletişim kurabildiği gibi markayı üzerinde taşıyabilecek kişiler seçilmez ise stratejiniz ve ayırdığınız yatırım ‘’denedik, olmadı.’’ Dışına çıkamaz.
Yönetim: Tüm organizasyonun iletişimi yönetime bağlıdır. Ekiplerin kontrolü ve birbirine olan aktarımı doğru sağlanamaz ve takip tek bir ekipte takılı kalırsa; tebrikler, piyasadan silinecek bir markaya sahipsiniz.
Garsonlarınızın mutfağın her detayını bildiğinden emin olun. Aksi takdirde, başarısızlığınız kimsenin suçu değildir.
