Türk Dil Kurumu sözlüğünde “Minimalizm” ve “Minimalist” kavramlarının tanımları bulunmasa da “Minimal” kavramı “Minimum, asgari” olarak açıklanıyor. Bugün bu kavramların her alanda sıklıkla kullanıldığına şahit oluyoruz. Mimarlık, tasarım gibi sanatsal alanlardan sosyoloji ve pazarlama gibi sosyal alanlara, evlerimizden yaşamlarımıza “Minimalizm” diğer adıyla “Sadelik” akımının izlerine rastlayabiliyoruz.
Minimalizmin pazarlama ve alt dallarındaki yeri ve önemine sıklıkla şahit oluyoruz. Ancak bu yazıda bu ilişkiye biraz daha farklı bakmanızı amaçlıyorum. Mini mini pazarlama adımlarıyla nasıl koca koca getiriler elde edebilirizi aktarmaya çalışacağım.
Minimalizm Nedir?
Sonucunda size mutluluk, huzur, güç gibi duygular yaşatacak şekilde evinizde kullanmadığınız eşyalardan, giymediğiniz kıyafetlerden, telefonunuzda asla aramadığınız ama kayıtlı numaralardan, gereksiz üyeliklerinizden kurtularak oluşan bir hayata bakış açısıdır. “Az insan, öz insan.”, “Dolabımda duracağına ihtiyacı olan bir başkasının üzerinde dursun.” gibi sözler hepimizin ağzından çıkmıştır. Hayata bakış açımız olmasa da hepimizin hayatının bir parçası olan, aslında bildiğimiz bir olgu bu.
The Minimalists’e göre minimalist pazarlama, “Bir pazarlamacının farkındalık aşamasında tüketicilerin anlaması gerekmeyen tüm unsurları ortadan kaldırmaya çalıştığı bir pazarlama yaklaşımıdır.” Açıklayacak olursak minimal davranışı pazarlamanın tüm aşamalarında uygulamaktır. Yani marka logosundan ürün ambalaj tasarımlarına, reklamlardan sosyal medyaya minimalist seçimler yapmaktır.
Bugün markaların kuruluşlarından bu yana geçirdikleri değişimleri gözlemlediğimizde çok farklı örneklerle karşılaşabiliyoruz. Minimalizmi de özellikle ambalajlarında deneyen çok sayıda marka mevcut. Zaten bugün internette arattığınızda “Pazarlama ve Minimalizm” konulu yazıların çoğu aslında “Ambalaj ve Minimalizm” ile kısıtlı kalmış. Bu nedenle ambalaj konusuna bu yazıda pek değinmeyeceğim.
Pazarlamada minimalizm ben iş kurmaya karar verdim dediğinizde masaya yatırmanız gereken bir konudur. Çünkü seçeneklerinizden biri minimalisttir; tek bir ürün, tek bir fiyat, tek mağaza, tek pazaryeri gibi seçimlerle ilk adımı atabilirsiniz. Tek bir ürünle her eve girebilen bir üretici, memnuniyet sonrası ne üretse satar; her cebe giren Apple gibi.
“İki tavşanın birden peşine düşerseniz, ikisini de yakalayamazsınız. (Rus Atasözü)” diye başlayan “Bir Tek Şey” kitabı adından da anlaşılacağı üzere minimalizm ile ilgili çok şey öğretiyor. Kitabın içindeki örnekler ile sonucunda elde ettikleri başarı tabiri caizse sizi bir silkeliyor. O tek şeyi bulun diyor.
İnce eleyip sık dokumayı gerektiren, yapılmayanı yapma, yapılanı farklılaştırma, ilk olma, yaratıcı olma gibi sorumlulukları olan pazarlama uykusuz gecelerin sabahında her toplantıda bir karar vermek zorunda. İşte tek bir adım bazen markanızın, yeni ürününüzün, yeni reklamınızın, kampanyanızın ya da yeni şubenizin gözbebeği olmasına neden oluyor. Bir futbolcunun hayatını değiştiren tek bir gol gibi…
Minimalizmi benimseyen bir marka, minimalist tasarıma sahip bir ürün, minimal bir hizmet tüketiciyi tatmin ediyor, iz bırakıyorsa ne ala. Bazen pespembe çilekli sakız ambalajlarının içinde beyaz olan daha çilekli çıkabilir, tek bir el hareketiyle sepete attığınız o ürün tattıktan sonra hayatınızın bir parçası haline gelebilir.
Minimalizmi biz de uygulayabilir miyiz diye soruyorsanız cevabı araştırarak hemen bulabilirsiniz. Bakış açınız haline gelmese de arada başvurabileceğiniz alternatif bir yöntem olarak minimalizmi ajandanıza not alın. Unutmayın; beklentileriniz gerçekleştiğinde sevinirsiniz ama aslında pek şaşırmadığınız bir sonuç olur ancak beklentilerinizin üzerinde sonuçlarla karşılaştığınızda bu sizi şaşırtır, motivasyonunuzu daha da artırır ve daha yaratıcı daha üretken olursunuz.
