Markalar Savaşını Kazanmak İçin!

damattween

İnsanlar 3. Dünya Savaşı’nı bekleye dursun, marka savaşları çoktan başladı. Markalar bu savaşta bir adım öne geçebilmek için var güçleri ben buradayım demeye çalışıyor.

Sabah yataktan kalktığımız andan itibaren her tarafı markalarla çevrili dünyada hareket etmeye başlıyoruz. Eve, işe, okula giderken yada evde, işte, okulda bir çok yerde hiç ummadığımız anda her yerde karşımıza çıkabiliyorlar. İçtiğimiz suyun şişesinde, yemek yediğimiz masada, elimizi yıkadığımız musluk, kuruladığımız kağıt havluda bir çok yerde markalar yer alıyor.

Yapılan araştırmalara göre insanlar günde yaklaşık 3000 – 3500 marka ile karşılaşmaktalar. Peki bu marka savaşında, markamızı bir adım öne çıkarmak bilinirliğimizi ve farkındalığımızı oluşturmak için ne yapmamız gerekiyor?

Marka bilinirliği yada farkındalığının bir bütünlük oluşturmak ile başladığını söylememiz gerekiyor. Eğer ki bir bütünlük oluşturulmaz ise, her platformda verilen farklı mesaj ile bilinirliğin oluşması zaman alacak yada markamızın akıllarda kalıcı olmasını sağlayamayacağız. Zamanla sıradanlaşıp, belki de tamamen tarihin tozlu sayfalarında yer alacağız.

Peki bu bütünlüğü oluştururken neler yapmalıyız?

Markamızı belirlerken telaffuzu kolay ve akılda kalıcı kelimeleri seçmeliyiz.

Bu konuda bir çok başarılı global marka var. Ama bunlardan örnek olarak IBM’i seçtim. Kısa, neredeyse tüm diller için telaffuzu kolay ve akılda kalıcı bir marka olmuş artık. Akılda kalıcılık farkındalığımızı arttırdığı gibi tercih edilebilirliğimizi de arttırmaktadır.  Bu durum ayrıca ürün yada hizmet grubunda jenerik marka haline gelebilmek içinde dikkat edilmesi gereken bir husustur. Selpak bu konuyu en iyi özetleyen örnektir.

Logo  

O logo, bu üründür! dedirtmeliyiz. Hiç kuşkusuz Apple bu konuda harikalar yaratıyor.

Kurumsal kimliğimizi belirleyen renkler

Renklerin bir dili var. Hepsinin bize verdiği mesaj birbirinden farklı.  Bana göre rengimizi yaptığımız işin doğasına yakın belirlemeliyiz. Burada da “Greenpeace” renklerini örnek gösterebilirim.

Hedef Kitle

Pazarlamada hedef kitlenin belirlenmesi bir çok açıdan çok önemlidir. Bunlardan biri hiç kuşkusuz marka bilinirliğinin arttırılabilmesi için yapılacak çalışmalara ışık tutmasıdır. Şöyle bir yakın geçmişe bakacak olursak Hülya Avşar ile 2002 yılında başlayan kadın ped reklamları hızla artmaya başladığı gibi, bugün hemen hemen her AVM WC sinde pedmatiklere rastlayabiliyoruz. Hedef kitlenin iyi belirlenip, onların görebileceği ve etkileşimde bulanacağı her yerde olmak marka bilinirliğini arttırmak için önemlidir.

Doğru mesaj doğru motto!

Elbette “Think Diffrent” mottosu özellikle insanlık tarihinin son 10 yılında beynimize kazınan ve hayatları değiştiren ürün grubunun mottosunu işaret etmektedir.

Markamızın bir iddiası olmalı.

Burada aslında bir markadan ziyade birkaç markadan bahsedilebilir. Deodorant, diş macunu, şampuan markaları genelde reklamlarında markalarının iddialarını ortaya koyuyorlar.  Ya gün boyu ferahlık, yada mükemmel bir gülümsemeyi iddia ederler.

Dile pelesenk olan reklam jingleları

Reklam müzikleri, evet bu sektör son yıllarda hızlı ve başarılı gelişim ivmesi gösteriyor. Burada önemli olan kantarın topuzunu fazla kaçırmamak, bazı reklam müzikleri markanın önüne geçebiliyor. Onun için müziğin sözlerinde markanın da geçiyor olması önemli. Bir çok başarılı örnek var. Ama ben 118 80’in reklam müziğini markanın bilinirliğini arttırması nedeni ile çok başarılı buluyorum. 118 80’nin melodi ile uyumlu bir şekilde söylenmesi dışında başka hiçbir söz kullanılmamış ve çok başarılı.

Marka Elçilerinin Seçimi

Bana göre en kritik konularda biri reklamlarda kullanılan ünlüler. Reklam filmlerinde kullanılan ünlülerin iyi seçilmesi gerekiyor. Ünlünün tüketici gözünde çizdiği profil markanın kimliği ile örtüşmeli. Sağlıklı yaşam ürünleri satan bir markanın reklamında oynayan ünlünün, bir gece klübünden alkolün sınırları aşmış, sürünür, şekilde çıkarken paparazziler tarafından çekilen resmi markaya da zarar verecektir. O yüzden ünlünün kimliği ile markanın kimliğinin birbiri ile örtüşmesi çok önemlidir. Ayrıca bence bütünlük açısından bir markanın yüzü olan bir ünlünün üzerinden belirli bir süre geçmeden farklı bir markanın yüzü olması da reklamlarda ünlü kullanmanın riskleri arasında yer almaktadır. Çünkü bu durum tüketici algısının bölünmesine neden olacaktır. Ya da o ünlü her zaman iyi olan reklam dolayısı ile marka ile anılacaktır.

Yani bir ürün veya hizmetiniz var ve markanızla, bu dört bir yanı markalarla çevrili dünyada ben buradayım diyebilmek, ilmek ilmek el işi yapmaya benzer.

Markan, logon, renklerin, motto, hedef kitlenin belirlenmesi, reklam müziği, reklam için tercih edilen kişiler bunların hepsinin bir bütünlük içerisinde yürütülmesi gerekiyor. Tabi markanın devamlılığı ve sürdürülebilir bir iş yapıyor olması gerçeğini de unutmamak gerekiyor. Bu savaşta ayakta kalabilmek için mevcut cephanelerin bunlardan oluşuyor. Birinin eksik yada az olması ilmeğin kaçmasına bütünün tamamlanmamasına neden olur. Siz siz olun ilmek kaçırmayın.

2 yorum
  1. Yazarımızı tebrik ederim çok yerinde tespitler olmuş, keyifle okunacak bir yazı

  2. Markalaşmanın önemini net olarak ortaya koyan içeriği, anlaşılır ve çok yerinde örnekleriyle oldukça faydalı bir yazı. Süheyla Hanım düşüncenize, emeğinize sağlık. Yazılarınızın devamını bekliyoruz…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir