Markalar bir şekilde diğer ürünler karşısında her zaman avantajlıdır. Markalaşmış bir ürün eşdeğer bir karşılığından daha iyi olarak görülür. Yüksek kaliteli ürün olarak algılanır. Daha çok talep görür. Daha yüksek fiyatlara satılabilir.
Bu çerçevede pazarlamacının hedefi tüketici istek ve ihtiyaçlarını belirlemek ve bu istekler doğrultusunda tüketicilerin arzuladığı değeri üreterek tüketiciye sunabilmektir.
MARKA
- Satın alınır
- Duygusal bağ yaratır
- Daha kolay görülür
- Tektir
- Kalıcıdır
- Fiyatı yüksektir
- Ses getirir
- Güncel kalır,
- Hatırlanır
ÜRÜN
- Satılması gerekir
- Bağımlılık yaratmaz
- Görünürlüğü düşüktür
- Sadece ticari metadır
- Modası çabuk geçer
- Düşük fiyatlıdır
- Az ilgi yaratır
- Durağandır
- Kolay unutulur
Ancak bu şekilde marka – ürün arasındaki ilişkiyi şekillendirmek geleneksel pazarlama yerini deneyimsel pazarlamaya bırakabilmektedir. Bu bağlamda artık pazarlamanın ana konusu olarak ürünün kendisi yerine tüketicilerin ürünle yaşamış oldukları deneyimler neticesinde hissetmiş olduğu duygular önemli hale gelmeye başlamış, tercihlerini de deneyimleri doğrultusunda yapmaya karar vermişlerdir.
Deneyimsel pazarlamanın işletmelere sağlamış olduğu bazı avantajlar ise kısaca şöyle ifade edilebilir ;
- Müşteri hizmetlerinin geliştirilmesi
- Var olan müşterilerin bağlılığının sağlanması
- Yeni müşteriler için bağlılık yaratılması
- Pazarlama faaliyetlerinde verimliliğin artması
- Müşterilere yaşam değeri sunması
- Ağızdan ağıza iletişim yaratması