Bugün benim gibi bordrolu çalışan nice arkadaşımın hayatlarından, eş ve işlerinden memnuniyetsizliklerinin temelinde yatan en büyük sorunun üretmekten ve heyecan duymaktan yıllarca uzak olduğu gerçeği olduğu oldu. Mesai kültürü fedakarlık ve vazgeçişler arasında ilerlerken kendi hayatına ve başka bir dava üzerine duyduğun arzu sıfıra iniyor. Ay başı, ay sonu, yok yöneticinin kaprisi derken yaş ilerliyor. Eskimeyi beklemeden üretmenin tadına varmak tam da üniversite kulüplerinde başlıyor ve devamı geliyor. Üniversite kulüpleri her şeyden önce farklı personaların bir araya gelip tek bir amaç uğruna hareket etmelerine bir neden veriyor. Bunu ilerleyen zamanlarda ATM başında maaşlarını çekmek için beklerken kendilerine soracakları gerçeği ütopik değil. Ben deli miyim neden falancanın hayaline, amacına ya da ticari kaygısına hizmet edeceğim dediğinde işte o nedenler kızları güzel, ya da bir şeyler çıkar dedikleri üniversite kulüplerine dayanıyor.
Kulüpçülük Kazanacak
Bilgi Üniversitesi gibi jenerik bir okulda jenerik bir bölüm olan Sinema ve Televizyon bölümüne kabul edildiğimin üzerinden 12 sene geçmiş. Öncesinde sırayla dansözlük, şarkıcılık, yönetmenlik gibi meslek hedeflerim olsa da ben de çoğu arkadaşım gibi bir şirketin bordrolu elemanı oldum.
Üniversite yıllarca arzusunu beslediğimiz, girince çok acayip şeyler olacağını umduğumuz ama bitince de bu muydu dediğimiz bir dönem oluyor. Bugün pek çok insan kaynakları departmanına çıkıştığım argümanlarımdan biri ‘’Boğaziçili olunca elinde sihirli değnekle geliyor da Sütçü İmam’lı olunca mazeret belgesi ile mi geliyor?’’ argümanıma çoğu insan kaynakları profesyoneli aynı cevabı verdi.
“Kendini ne kadar geliştirdiyse o kadar şansı olur”
İşte tam bu noktada kendimden yaş olarak genç ama çoğu konuda zeka ve muhakeme gücüyle olgun arkadaşıma şunu söyledim. Üniversite’de boş yapmayın. Üniversite çoğu insanın hayatına full paket bir algı ile geliyor. Kimisi ilklerini duygusal, mental ve fiziksel olarak bu dönem içerisine sığdırırken kimisi de erken kalkayım da yol alayım diyor. Çok matah bir geçmişim olduğundan değil ama bugün profesyonel hayatta karşıma çıkan çoğu senaryoya verdiğim reaksiyonlardan dolayı ben kulüpçülük mertebesinin her zaman kazanacağını savunuyorum.
Herkes Kulüp Başkanı Olmak Zorunda Değil
Katılımcı olmak seyirci olmak değildir. İş geliştirme müdürlerinin bugün yaptığı iş tamamen kulüp üyelerinin toplantılarda söyledikleri fikirlerle aynı. Bir amaç vardır ve o amaca uygun bir fikrin vardır ve bunu sesli olarak bir sürü insanın arasında söylüyorsundur. Al sana iş geliştirme. Şimdiden ileride hangi işten para kazanacağını belirlemeye başladın.
Önüne Çıkan Engel Okul Yönetmiyse Onu da Yıkmanın Yolunu Bul
Çok iyi bir fikrin vardır ve hayata geçirdiğinde her şey daha güzel olacaktır ama bu fikri sunduğun insan veya insanlar seni asla anlamıyordur. Hemen ben kimim ki psikolojisine düşmeden hedefe giden yolu kim ve kimlerle yıkabilirsin onu düşünmek gerekir. Çünkü okul yönetimi ile sorun yaşayıp çözmek için yol üreten her insan evladı yarının en vazgeçilmez profesyonelleri oluyor. Unutmayın arkadaşlar, öğrenci birliğinden büyük bölüm başkanı, bölüm başkanında büyük dekanlık ondan da büyük rektör vardır. Sırasıyla davanızı, projenizi savunun ve ısrar edin.
Kulüpçülük Mücadeleyi Öğretir
İster fotoğraf kulübü ister işletme ekonomi kulübü olun. Ortaya koyacağınız her fikir bir projeye, her proje bir harekete dönüşebilir. Çok erken küsmelere alışmayın. Henüz maaşla ve yan haklar ile tehdit edilmiyorsunuz bu özgürlüğün tadını çıkarın. Projenizi hayata geçirmek için kitleleri ayağa kaldırın.
Kulüpçülük Yarının Network’ünü Bugünden Önüne Sunar
Üniversite Kulüplerinde aynı amaç uğruna vakit harcadığınız arkadaşlarınız bundan 10 sene sonra bağlı olduğunuz şirket veya kurum için atacağınız bir hamlede sizi tabir-i caize kanırtmadan işi olduracak insanlardır. Ben denedim oradan biliyorum.
Kulüpler ve Çalışanları Elbette Para Kazanabilir
Bugün pek çok markanın ne kadar yakın markajında olduğunuzu az çok tahmin ediyorsunuzdur. Bahar
festivallerinde pankartlarıyla, bedava içecek ve yiyecekleriyle sizin zihninize girmeye çalışan çoğu markadan daha mezun olmadan (okul ve kulüp yönetmeliği ile) katma değer sağlayabilirsiniz. Unutmayın her biriniz birer hedef kitle, her ortaya çıkardığınız proje de ROI (Return on Invesment) değeri olan şeyler. Madem size türlü türlü şirinliklerle ulaşacaklar o zaman siz de pazarlığa oturun.
Kulüpçülük Kazanacak!
Bugün türlü nedenlerden dolayı girdiğiniz üniversite kulüpleri size iş hayatındaki çoğu senaryonun simülasyonudur. Davanız sunumlara, hedef kitleniz arkadaşlarınız, yönetim müşteriniz olurken ortaya çıkardığınız projeniz de sizi terfi edecek ya da işinizi layıkıyla yapacağınız işlere dönüşecektir.
Kulüplere Girin Çalışın, Üretin ve Kendinize Pay Çıkarın.
Tcahu!