Kesin Mi Bilgi? Yayalım Mı?

Sosyal medyanın ifade özgürlüğünün nefes aldığı bir alan olmasıyla eş zamanlı gelişen yalan haber akımının sonuçları toplumsal ölçülere varabiliyor. Kitlelerin bireylerden servis edilen bilgiden hareketle bir eyleme kalkışması son dönemde sık olarak karşımıza çıkan bir gerçek.

Öncelikle internette fikir beyanının geldiği son noktaya ve ortaya çıkardığı yeni tanımlara bir bakalım.

Favorim olan Slaktivizm ile başlıyorum.

tweet

Tanımı:

Bireylerin topluma dokunan herhangi bir olay karşısında imza kampanyalarına, gruplara katılıp, savunulan fikir yönünde aksiyon almaları durumu. Bu aksiyonlar olaya ilişkin haberler, yazılar, güncellemeler ve her görsel – işitsel verilerinin servisi ile gerçekleşir. Bu akımın doğduğu ve sürdüğü yer ise yine dijital mecralardır. Aktivistliğin dijital formu olarak adlandırılan Slaktivizm, bireyin üstüne düşeni yaptığını düşünmesine yol açar ve toplumun ses çıkaran bir parçası olduğunu kabul etmesini sağlar. Birey kendi dijital çevresince etki alanı yaratırken bir yandan da üst kimliğinin birer beyanını yine dijital platformlarda sergileyebilir. Buradan hareketle dijital personasını dilediği gibi şekillendirebilir ve klavyenin dışında, sokakta olmak istediği her şeye dönüşebilir. Bunun sağlığı ve gerçekliği hakkında halen çeşitli yorumlamalar, araştırmalar sürüyor.

Bir diğer yeni kavram ise Kliktivizm

indir

Kliktivistler yine slaktivistler tarafından ortaya konan dijital (toplumsal) hareketin hacmine adı üstünde bir klikle dahil oluyorlar. Bu dahil olma ortaya konan hareketin servis ağını genişletme ile başlıyor ve bir zaman sonra change.org’da hareket başlatanlardan olmalarıyla devam ediyor.

Son dönemlerde slaktivizim’in fizikel aktivistliğe vurulan bir ket olduğu gibi bir düşünce yaygın. Yani klavye başındaki rahat aksiyonların fiziksel bir eyleme dönüşmemesinden ortaya çıkacak olan başarısızlık oranı bu kavramın sorgulanmasına yol açıyor. Akımının adının ortaya çıktığı ve yükseldiği batı dünyasında bu yukarıda bahsettiğim başarısızlık oranı oldukça düşük. Bu duruma bakarken coğrafyanın eylemlere hangi koşullarda cevap verdiğini göz ardı etmemeliyiz. Protesto edilen kuruluşun binasına yürümek mi? Yoksa internette imza kampanyası başlatmak mı?

İşte bütün bu yeni kullanıcı kavramından sonra bilginin doğruluğu daha da önem kazanmaya başladı. Clickbait’lerden, kötü photoshopla servis edilmiş yalan haberlerden kafamızı kaldıramadığımız günlerde ülkenin en güzel oluşumlarından biri hayata geçti.

510

Teyit.org

Teyit.org’un kısaca tanımına servis edilen haberlerin doğruluğunu araştırıp kamuyu bilgilendiren bir oluşum diyebiliriz. Okuduğumuza inanamadığımız bir dönemde ilaç gibi gelen bu oluşum çok yakın zamanda güvenilirliğini yitiren dev haber portallarının yerine geçebilir. Takipçilerinde okuduğu haberin doğruluğunu eş zamanlı olarak portaldan kontrol etmesi bile azımsanmayacak bir reflekse dönüştü. Bu refleks bilginin değerinin farkında olan ve yukarıda bahsettiğim akımların kapsamına girmeye niyetlenen herkesin birer filtresi haline geldi. Destekliyoruz. Tebrik ediyoruz.

Bizdeki teyit.org’un kapsam olarak bir tık ileri hali için Facebook kolları sıvadı. Kullanıcıların şüpheli buldukları haberlere bir uygulama ile işaret koyabileceklerini ve sonrasında bağımsız bir teyit kuruluşunun bu haberin doğruluğunu onaylabilecekleri bir dönem başlıyor. Uygulamanın pilot ülkesi Almanya Ocak 2017’den itibaren Facebook’un bu hizmetini kullanmaya başlayacak.

Haber için buraya göz atabilirsiniz.

http://www.forbes.com/sites/federicoguerrini/2017/01/16/facebook-will-flag-and-filter-fake-news-in-germany/#2b31e8a560e3

Öte yandan teyit.org’un Amerika versiyonunu merak edenler de http://www.factcheck.org adresine göz atabilir.

Doğru bilgiyle, değişimle kalın!

Tchao!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir