İşveren Markalaşmasında İK Dokunuşu!

Herkesin çalışmak için nedeni vardır. Kimisi için bu neden para, kimisi için kariyer, kimisi için ise kendini ait hissetme duygusudur. Her ne kadar kişilerin bir işte çalışması için nedenleri belirli başlıklar altında toplayabilsek de şirketlerine bağlılıklarının veya şirketlerindeki uzun süreli çalışmalarının nedenleri farklılık gösterebiliyor. Hatta bu da sürecin çok bilinmeyenli bir denklem haline dönüşmesine neden oluyor. Yani her şeyde olduğu gibi burada da karşımıza bir matematik çıkıyor. Tabi bu işin matematiğini çözmekte insan kaynakları departmanına kalıyor.

 

Aslına bakarsanız; şirket ve çalışan arasındaki ilişki, bir nev’i evlilik gibidir. Evliliklerde ve çalışma hayatındaki duyguların tatmini çok önemlidir. Tatmin edilemeyen duygular nedeni ile de her iki ilişki türünde de ilişkinin temelleri derinden sarsılmaktadır. Tıpkı sevmediği eşinden yada işinden ekonomik nedenlerden dolayı ya da sırf alışkanlık nedeni ile ayrılamayan kişiler gibi bir çok örnek çıkmaktadır. Temelde şirket ve çalışan arasındaki ilişki her ne kadar ticari bir ilişki olarak gözükse de işin özünde duygusal bir bağ vardır.

 

Çalışanların şirketleri ile arasındaki duygusal bağın gelişmesi; şirketlerine bağlılıklarının artması ve uzun süre o şirkette çalışmalarını sağlıyor. Bu sebeple şirketlerde, mevcut çalışan arasındaki duygusal bağın oluşturulması ve potansiyel çalışan üzerinde de bir algının oluşturulabilmesi için birçok uygulama yapıyor. Yapılan uygulamanın ilk ve farklı olması şirketin marka bilinirliğine doğrudan olumlu etki ediyor.

 

Günümüzde işveren markalaşması (employer branding) adı altında insan kaynakları ve pazarlama departmanları beraber çalışıyor. Aslında en çok satış departmanı ile beraber anılan pazarlama departmanı artık markalarının “işveren markasını yönetmek/oluşturmak” için çeşitli uygulamaların kurgulanması, hayata geçirilmesi ve duyurulması aşamasında da insan kaynakları departmanlarına destek sağlıyor.

 

Çalışan ve şirket arasındaki duygusal bağın oluşturulup/kuvvetlendirilerek “işveren markasına” güç katmaya yönelik hazırlanan, gerek basın, gerek sosyal medya, gerekse çevremdeki profesyonellerden takip ettiğim uygulamalardan birkaç tanesini bu yazımda sizin ile paylaşmak istiyorum. Bahsedeceğim uygulamalar basında ve sosyal medya da yer bulan PR gücü yüksek uygulamalar olmalarının yanı sıra, mevcut çalışanın ve işe alım süresinde ise potansiyel çalışanın şirkete/markaya olumlu bakmasını sağlamaktadır.

 

İşte basında yer alan fark yaratan uygulamalar;

 

 

Sigara içmeyen çalışanlara yıllık izinlerine ek ücretli izin hakkı uygulaması
2017 sonu itibari ile en çok ses getiren en iyi uygulama sigara içmeyen çalışanlara yıllık izinlerine ek ücretli izin verilmesi uygulaması oldu. Hatta yasalara girebileceği de konuşulan bu uygulama bakın nasıl başlıyor:
Piala adlı şirkette sigara içmeyenlerin ilk şikâyeti, bir binanın 29 katındaki ofisten aşağı sigara içmeye giden tiryakilerin her sigara molasında 15 dakika çalışmadıklarını fark etmesiyle geldi. Şirket Sözcüsü Hirotaka Matsasuhima “Sigara içmeyen bir çalışanımız, bu yılbaşında öneri kutumuza koyduğu bir mesajda sigara molalarının sorun yarattığını yazdı” dedi. Bunun üzerine konuyu değerlendiren firma sigara içmeyen çalışanlarına yıllık izinlerine ek izin vermeye karar verdi. Yönetim Kurulu Başkanı Takao Asuka da “Çalışanlarımızın sigarayı cezalar ve baskıyla değil teşviklerle bırakmasını umuyorum” diyerek Eylül’de başlatılan uygulama çerçevesinde ücretli izin hakkı olan 120 personelden 30’unun ek izinlerini kullandığını belirtti. (www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-41830334)

 

Şirket, burada doğrudan sigara sağlığa zararlı, bu yüzden çalışanlarımızın sağlıklarını düşünerek, onların sigarayı bırakmaları için ekstra izin ile onları teşvik ediyoruz diyor. Bizim için hayatınız önemli diyen şirket çalışanları ile arasındaki duygusal bağı kuvvetlendirmeye yönelik güzel bir mesaj veriyor.

 

Dipnot: Hazır böyle güzel bir uygulamadan bahsetmişken yine yurt dışından, İngiltere Kalp Vakfı’nın 2014’te yaptığı bir araştırma sonucunu da paylaşmak istiyorum. Her gün 10 dakikalık dört sigara içme molası alan çalışanların İngiltere ülke ekonomisine maliyeti kaybedilen üretkenlik anlamında 11 milyar doları aşmaktaymış. Her ülkede bu rakam farklılık gösterecek olsa da bu tarz uygulamaların sonucu muhakkak ki uzun vadede ülke ekonomilerini de olumlu etkileyecektir.

 

Uzaktan çalışma uygulaması

 

 

Uzaktan çalışma olarak adlandırılan, kuruma göre uzaktan çalışma süresinde değişiklik gösteren evden çalışma uygulaması. Türkiye’de bu uygulamaya ilk olarak geçen şirket ING Bank oldu. Aralık 2016’da ING Bank Türkiye’nin Genel Müdürü Pınar Abay, Twitter hesabından “Trafik zor, çocuklara zaman az geliyorsa ING’ye bekleriz” şeklinde attığı tweet ile haftada iki gün evden çalışma modeline geçtiklerini açıkladı (https://www.haberturk.com/ekonomi/para/haber/1339493-uzaktan-calismaya-ilk-gecen-buyuk-sirket-ing-bank-turkiye-oldu#)

 

Uygulama başta bankacılık sektörü olmak üzere zamanla farklı sektörlerde de yer bulmaya başladı. Bu uygulamaya geçen şirketler ise trafik nedeni ile eziyete dönen işe geliş ve gidişlerde kaybedilen süreden tasarruf edip, bu süreyi çocuğunuza, evinize ve özel hayatınıza harcayabilirsiniz diyerek çalışanına zamanınız bizim içinde değerli diyor. Ev konforunda çalışmak güzel olsa gerek!

 

Babalık İzni uygulaması

 

 

Yeni baba olanlara kanunda verilen izin süresine ek olarak verilen izin uygulaması. İlk kez Ekim 2017 itibari ile İntermobil firması tarafından uygulanmaya başlandı. “ÇokBaba Bir İzin” sloganıyla iletişimini yaptıkları bu uygulama ile İntermobil yeni baba olan çalışanlarına ek olarak 10 gün ücretli izin veriyor. Erkek çalışanların da hayatlarının en özel dönemini anlamlı hale getiren bu uygulama kısa sürede birçok firma tarafından uygulanacağa benziyor.

 

Bu uygulama, aynı zamanda çalışan ile şirket arasındaki duygusal bağın kuvvetlendirilmesine yönelik mesaj da veriyor. İntermobil “Yeni doğan bebeğin annesine olduğu kadar babasına da ihtiyacı olduğunu biliyoruz, bu özel süreçte çalışanımızı düşünüyor ve onun çocuğunun en özel anlarına şahit olabilmesi için fazladan verdiğimiz ücretli izin ile onu destekliyoruz” diyor.

 

Bu uygulamalara ek olarak bugün birçok şirket; esnek çalışma saatleri, mobil ofis uygulamaları, karne günü, okulun ilk günü ve doğum günlerinde izin verilmesi gibi birçok özel uygulamayı da hayata geçirmiş durumda.

 

Her ne kadar dünyada “İşsizlik” gibi ortak bir problem olsa da şirketler de mevcut çalışanlarının bağlılığını arttırıp, potansiyel çalışanların ise en çok çalışmak istediği markalar haline gelmek istiyorlar. Bu yüzden önümüzdeki günlerde birbirinden özendirici uygulamalara şahit olabiliriz.
Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir