Influencer Marketing kavramının ne olduğunu bahsetmekten ziyade ne olmadığı üzerine kafa yoranlar için birkaç fikir beyanı yapmak isterim. Öncelikle Influencer Marketing ajanslarının, zamanının sosyal medya ajansları gibi her yerden karşımıza çıkmasıyla, geleneksel dijital ajanslar (yani işi dijital olan ajanslar) iş modellerine Influencer Marketing’i eklemeye başlamış olması hemen hemen aynı zamana denk geliyor. Hatta bırakın dijital ajansları, geleneksel PR ajansları (gerçekten geleneksel PR ajansları) herhangi bir iletişim planına bu kavramı en elzem maddeymişçesine eklemesi de son dönem hareketlerinden biridir. PR ajanslarının dijital ajanslarına evrilme durumlarını ayrı bir makalede işleyeceğim.
Şu anki konumuza feed’lere düşen örneklerle başlamak istiyorum.
Influencer Marketing’in bu topraklara gelişi, TV’de mass hedef kitleye ulaşan her canlının markaların markajına girmesiyle senkronize yolculuğuna başlamıştır. Bütçesi TV ünlülerine yetmeyen her marka da sosyal medya ünlülerini ufak ama tatlı bütçelerle kampanyalarına dahil etmeye başlayarak bu kavramı hayatlarına getirmişlerdir. Bu arz ve talep tabii ki Influencer yani takip edilen, merak edilen insanların gelir modellerini bir bir değiştirmeye başladı. Artık günümüzde bir hashtag için pazarlık yapılmasının yanı sıra o postun ne kadar süre ile ünlünün profilinde duracağına kadar minör pazarlıklar yapılıyor. Bırakın mass hedef kitlenin rağbet gösteriği isimlere sosyal medya’da kendi meşrebince ün kazanmış isimler markalar tarafından kapılarda güllerle karşılanıyor.
‘’AMAN ALLAHIM BİZ NE YAPTIK BÖYLE’’ Marka yöneticisi
Gelsin bir güzel ürününüzü tanıtsın diye türlü güzelliklerle karşıladığınız bilinir’in iş sonunda dişe dokunur bir katma değer sağlamaması durumunda çoğu markanın ağzı defalarca yanmıştır. Hatta şehir efsanesine dönmüş Influencer dolandırması hikayelerinden birini de defalarca duymuşsunuzdur. Hani yeni açılan bir AVM’de alışveriş yaparken post paylaşsın diye eline birkaç bin lira verilen bir sosyal medya ünlüsünün tüm parayı LED TV alarak oradan çıktığı vahim durum.
”BİR İKİ TWEET ATSIN YETER” PAZARLAMACILIĞI
Edelman’ın marka görünürlüğünde güven faktörünün yüzdelerini verdiği bu grafikten de anlayacağımız gibi bir markanın lansman fazında yapacağı iletişim kanallarını ne kadar kısır bir mecrada tutarsa o kadar bilinirlik yüzdesi o oranda düşüş gösteriyor. Bu da lansman yapacağız diye gidip bir ünlüye sırtımızı dayanamanın günün sonunda iletişim amacımızı tamamlamayacak olması gerçeğini yansıtması oluyor.
OKYANUSUN DİĞER TARAFI NE DİYOR?
Güvenilir bir Influencer Marketing platformu olan Linqia verilerine göre 2016 son çeyrekte Amerikalı pazarlamacıların %48’si Influencer Marketing bütçelerini arttıracaklarını açıklamışlar. Yani dijital ve geleneksel pazarlamanın bütçe dağılımında dengeler büyük ölçekte yine değişiyor.
Bu ivmeyi bakalım yine Amerikalı pazarlamacılar nasıl kırılımlarla yorumluyorlar.
Grafiğin başında devam iletişimi olan ürün elçilikleri yer alıyor. Yani bir Influencer Marketing anlaşmasının süresi ne kadar uzun ve rasyonel olursa iletişimin başarı oranı o kadar yukarıda oluyor. Bu da yine tek atışlık Influencer Marketing hamlelerinin çok efektif sonuçlar vermeyeceğini ve bunu diğer pazarlama kanalları ile beslemenin daha uzun vadede tamamlanmış bir iletişime dönüşeceğini anlatıyor. Grafiğin 3. sırasında bulunan ve Türk pazarlamacıların 15 saniyede karar alıp uygulamaya bayıldığı brand mention (markayı etiketleme) ise çoğu zaman iletişimde resmin bütününe bakıldığında anlam getirmeyen hatta bu pazarlama çeşidinin doğasına tamamen ters olan ‘’Parayla söyletilen’’ tüketici görüsünü de ortaya çıkarıyor.
KAFASI KARIŞAN TÜKETİCİ HANGİSİNE İNANSIN?
Aynı anda ağda, inşaat, meyveli gazoz, detoks suyu ve krem tanıtan bilinen kimsenin inanırlık yüzdesinin günden güne düşeceği gerçeğini hepimiz biliyoruz. Peki bu noktada tüketicinin rafine mekanizması nasıl çalışıyor? Bu soruya güven araştırmaları her yıl listelerini açıklayarak cevap veriyor.
Mediacat – Ipsos işbirliğinde yapılan güven araştırmasının son verilerine buradan ulaşabilirsiniz.
http://www.mediacatonline.com/en-guvenilen-20-unlu/
En güvenilen ismi aldınız peki markanıza konumlandırırken vermeniz gereken en önemli karar ne olabilir? Ünlü mü markadan büyük, marka mı ünlüden? Bu da yine iletişim planlamalarında en çok göz ardı edilen noktadır. Güven araştırmalarında ilk sıralarda yer alan ünlünün markanızla uyumundan ziyade iletişim sırasındaki dengesi oldukça önem taşıyor.
Sonuç olarak Influencer Marketing okyanus ötesinde olduğu gibi bu topraklarda da büyümeye devam edecek. Markaların kafa karışıklığı yitip giden bütçelere, doğru kullanımlar ise başarılı iletişimlere ulaşıp paraya dönüşecektir.
Tchau!
1 yorum