Dünyanın Mimarı

Milattan önce 640- 630 civarı bugünün Türkiye’sinde Lidya’da dünyanın kaderini değiştirecek bir şeyler oluyor! İlk sikkeler dolaşıma çıkmak üzere, hem de bir daha asla geri dönülmez bir sistem oluşturacak biçimde.

“Para”dan önce takas ile var olan ticaret, paranın icadıyla kurumsallaşmaya başladı. Para karşılığı malların satıldığı ilk pazar, Lidya şehri olan Sardes’te kuruldu. Bu pazar insanları kitlesel olarak harekete geçirdi. Sardes’te pazar merkez olmak üzere, eğlence noktaları, insanların oyun ve kumar oynadığı merkezler hemen açıldı. Sardes, dolayısıyla Lidya bir çekim merkezi oldu.

Kurumsallaşmaya başlayan ticaret, yeni bir çağın başlangıcıydı. “Para” takası ortadan kaldırarak, bir bağ halini aldı.

Paranın icadıyla insan emeği ölçülebilir bir meta haline geldi. Kapitalizmin temellerinin atıldığını söyleyebiliriz.

Sözcük kökenleri de bize ilginç ipuçları veriyor. İngilizce salary “maaş” sözcüğü, tuzdan anlamına gelen salarius’tan türemiştir. Romalı askerler maaşlarını paradan önce tuz ile alırlarmış. Sermaye anlamına gelen “Kapital” ile büyükbaş anlamına gelen “Cattle” sözcüğü Latince aynı kökten türemektedir.

Kapitalizm ile demokrasi arasındaki ilişki yaklaşık 2.500 yıl öncesine dayanıyor. Kapitalist sisteme dahil olmayan hiçbir rejimde demokrasiden söz edilemez. Bunu tarihsel süreçler de doğruluyor. Demokrasinin Yunaninstan icadı olmasının “para” ile doğrudan ilgisi var. Despotların yönettiği Yunanistan’da Lidya’dan gelen para siyasetin demokratikleşmesini sağladı. Toprak ve köle sayısından gelen ayrıcalıkların azalmasını sağladı.  Para piyasalarının yaygınlaşmasıyla demokratikleşme arasında doğru orantı var. Mevcut dünyanın mimarisi paranın dolaşımı, para piyasalarının yarattığı etkiler ile oluşuyor.

Para ticaret ile zengin bir sınıf yarattı. Bu sınıf zenginliğin getirdiği “boş zaman” değeri ile felsefe, sanat ve sporu geliştirdiler. “Aylak” olma ayrıcalığına sahip kitle dünya “kreatifinin” atalarıdır. Para “düşünme ve yaratmaya” zaman ayırdı ve bunu yüceltti.

Para ve demokrasi aklın merkeze alınmasını sağladı. Başka deyişle paraya dayalı ekonomi “aklı” yaşamın en değerli enerjisi haline getirdi. Sayılar ve matematik (ki günümüzü yaratan bilişim dünyasının özüdür) para ile gelişti. Saymak, hesap tutmak para piyasaları ile değerli hale geldi.

Yetmedi, felsefenin doğurduğu muhteşem bilgi birikimini dayatmaya başladı. “Bilginin” dünyaya yayılmasında uluslararası ticaret birincil unsur oldu.

Arkeologlara göre uygarlık şunlardan oluşur;

  1. Şehirler, anıtsal yapılar
  2. Yazı
  3. Sermayenin oluşumu

Para günümüz uygarlığının oluşumunda temel taş.

Paranın tetiklediği zincir şimdi paranın motivasyonu ile katlanarak, güçlenerek büyüyor.

Paranın felsefesini anlamak konusunda düşünmeye devam edelim.

Pazar ola.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir