Geçtiğimiz ay katıldığım Dublin’de organize edilen Conversions@Google etkinliğinde Dijital Pazarlama süreçlerinde dönüşümü en çok etkileyen unsurlara değinildi. Notlarımı biraz geç toparlayabildim. Ancak bilgilerin güncelliğini koruması nedeniyle faydalı olacağına inanarak paylaşıyorum.
Etkinlik Pazarlama Psikolojisi ile bir başlangıç gerçekleştirdi. Burada özellikle pek çok profesyonelin araştırmalarını hipotezlerini, inançlarını ya da beklentilerini onaylamak amacıyla gerçekleştirdiğinden bahsedildi. Bunun yanı sıra yeni bilgileri yorumlarken geçmiş bilgilerimizden referans almaya çalışıyoruz ve bu da hem kapasitemizi sınırlandırmakta hem de gerçekleri görmemizin önüne geçmektedir.
Onaylamadan önce karşılaştığımız önyargılar ise şu şekilde sıralandı; veriyi çarpıtmak, Korelasyon ve Nedenselliği karıştırmak, Gerçeği değil; Pazarlamacının gerçeğini kullanmak. Bunun üzerinden gelebilmek için herkes yanılabileceğini Kabul etmeli. Hata yapılabilir, hata yapılabilir ve hata yapılabilir. Her seferinde biraz daha azalacaktır ama hata yapılabilir. Farklı bir perspektiften bakmak da ön yargıları ortadan kaldıracak ve yeni bilgiyi onaylamamızı sağlayacaktır. Hatta bunları alışkanlık döngüsünün içine oturtarak; İşaret, Rutinleştirme ve Ödülün yerine Yeni Bilgi; Test et ve Hipotezi Kabul et ya da reddet.
Conversion Rate Optimizasyonu
Dönüşüm Oranları’nın optimizasyonu için ilk kural sorun ya da verimsizlik yaratan noktalar varsa bunları tespit etmektir.
Kalitatif Araştırma
Aksiyon almanın kelimelerden daha iyi olduğunu düşünürsek kullanışlılık testleri yapılabilir.
Kantitaif Araştırmalar
LIFT Modeli’ne göre Açıklık ve İlgi düzeylerini artırarak gerginlik ve dikkat dağınıklığını önleyecek bir Temel üzerine araştırma planlanabilir.
Dijital Süreçlerde Gruplandırma Yapıldığında 4 davranış tipi olduğu görülmüştür;
Hümanist ve yavaş hareket eden,
Çalışan arkadaşlarının görüşlerine güvenen,
Hızlı hareket eden rekabetçi,
Duygusal ve hızlı hareket edenler şekli
Yukarıdaki gruplandırmaya temel olan araştırmalarda en önemli çıktılardan birisi müşterinin gerilmesinin önüne geçmektir. E-ticarette üç sorunun ekseni kullanıcıda gerginlik seviyesini artırmaktadır:
- Doğru hızda mı?
- En iyisi mi?
- Satın alma mantıklı mı?
Mobil Tasarım
Dünya’da 7,6 milyar insan yaşamaktadır. Bunun 3,5 milyarı aktif akıllı telefon kullanıcısı olup 25%’I iOS, %75’i Android özellikli cihazlar kullanmaktadır.
Bir diğer önemli veri ise; Amerika Birleşik Devletleri’nde 2017 itibariyle internet reklamcılığı harcamaları, TV reklamcılığı harcamalarını geçti. Mobilde geçirilen zaman arttıkça, diğer kitle iletişim araçlarında geçirilen zaman azalmaktadır. TV yine de direniyor. Özellikle radyodan internete çok fazla geçiş var.
Yapılan bir çalışma göstermektedir ki; insanlar ayda 169 dakika mobil uygulamalarda zaman geçirilmektedir. Mobil web browserlarda ise 11 dakika geçirilmektedir. Mobil uygulamalarda geçirilen zamanın 83 dakikası en çok kullanılan uygulamalarda geçiriliyor. 49 dakikası en fazla kullanılan 4 uygulamada geçirilmektedir ve bu veri şu anlama gelmektedir insanlar en çok kullandığı 5 uygulamada 132 dakika geçirmektedirler. 30 dakika en çok kulanılan 6 uygulamada geçirilmektedir ve 7 dakikası ise diğer uygulamalarda. Genellikle telefonda yüklü olan uygulamaların yarısında insanların zaman geçirmediği görülmektedir. Bu veri şunu söylemektedir ki; insanlar en çok kullandığı 11 uygulamaya 162 dakika ayırmaktadır ancak diğer uygulamalara 7 dakika ayırabilmektedir. Mobil web browserlarda ise bu süre 4 dakika daha fazladır. Yani bu noktada yapılacak geliştirme ve iyileştirmeler çok büyük önem arz edecektir.
Mobil uygulamalarda tutundurma çalışmalarında ise Push bildirimleri ile tutundurma oranları daha yüksektir. Kullanımdaki “how to”ları tam ihtiyaç olduğu anda gerçekleştirmek de tutundurma açısından olumludur çünkü introdaki ekranlarda çıkan “how to tips” kimse tarafından okunmamaktadır.
İnsanların en çok gerildiği anlardan birisinin mobil gecikmeler olduğu bilgisinden bahsedildi. Hatta burada şöyle bir anekdot paylaşıldı; insanlar korku filmi izlerken yaşadığından daha fazla bir gerginlik hissetmekteler mobilde yaşanan gecikmelerde. Bu andan daha gergin olunan bir an daha varmış ama. O da matematik problem çözerken hissedilen? ya da çözmeye çabalarken.
Bütün bu değişkenler mobil uygulama gibi davranan; mobil uygulamadaki deneyimi sunan ancak indirmeye gerek olmayan bir yapıyı gerektiriyor: PWA(Progressive Web App). Yukarıdaki 11 dakika ve 7 dakika örneğine paralel olarak bu sürecin gerekliliğini hızlandırmaktadır. Ziyaretçi sayısı ayda mobil webde 11,4 milyon iken mobil uygulamada bu sayı 4 milyondur.