Boyama Kitapları Bizi Neden Mutlu Ediyor?

damattween

Bildiğiniz üzere son günlerde yetişkinler arasında büyük bir boyama çılgınlığı var. Kitapevlerine giriyorsunuz ve sizi direkt yetişkinler için hazırlanmış boyama kitapları karşılıyor. Bakıyorsunuz kitapların etrafında bir dizi boya. Standların etrafında da onca insan. Peki nedir bu basit boyama kitabını ilginç kılan?

Enteresan geldiği için bir süredir gözlem yapıyorum bu konuyla ilgili. Bakıldığında minik minik desenler içeren basit bir boyama kitabı. En son bir boyama kitabını elime aldığımda sanırım 13-14 yaşındaydım. Bir sonraki ele alışım geçtiğimiz günlerde küçük kuzenim aracılığı ile oldu. Baktım normalde hayli yaramaz olan kuzenim, oturmuş harıl harıl boyama yapıyor. Bir sayfayı da bana ayırmasını rica ettim ve başladım boyamaya. Boyamayı bitirdiğimde epey vakit geçmişti. Sonuç olarak baktım güzel, iç açıcı renkli bir görüntü. Onun dışında bir şey hissedemedim. Aksine çok dikkatli boyamaktan gözüm yorulmuştu. Ancak boyama yapan insanlara sorarsanız bir nevi terapi olduğunu söyleyeceklerdir. Sahi, insanlar gerçekten kendilerini rahatlatmak, stresten uzak kalmak için mi bu kadar boyama kitaplarına sardılar? – Çok az kişi için böyle olsa da, geri kalanı için durum hiç de öyle olduğunu sanmıyorum.

Pazarlamanın hep ihtiyaç yarattığı söylenir. Halbuki sanılanın aksine, pazarlama ihtiyaç yaratmaz, istek yaratır. Örneğin, hepimiz gündelik hayatın stresinden uzaklaşmak için bir şeyler yapıp kendimizi rahatlatmak isteriz. Stresten uzaklaşmak bir rahatlama ihtiyacıdır. Boyama kitapları ise bu ihtiyaca yönelik bir istek yaratma amacıyla, zekice düşünülmüş bir pazarlama harikasıdır. İnsanlar eğer rahatlamak istiyorlarsa pekala herhangi bir resim kağıdı ve boya kalemlerini de alıp resim yapabilirler. Mantıken bunun da rahatlatıcı olması beklenir. Ancak insanlar bunun yerine o marka boyama kitabına sahip olmak istiyorlar. Çünkü bir arzu söz konusudur. Nörobilimsel açıdan bakarsak, o boyama kitabını aldığımızda ve boyamaya başladığımızda beynimizden dopamin salgılıyor, kendimizi tatmin olmuş hissediyoruz.

Aslında sadece boyama kitabı değildir bizi tatmin eden. Ayrıca beğenilme ihtiyacımızı da gidermek isteriz. Bu nedenledir ki, boyama kitabımızın en güzel sayfasını açar, boyamanın yarısındayken bir foto çekiniriz ve Instagram’a koyarız. Belki sonradan hiç bu kitaba bakmayız bile. Sadece Instagram’da boyama yaparken fotosunu paylaşmak istediği için o kitabı alan çok kişi olduğuna eminim. Burada verilmek istenen mesaj da “O marka boyama kitabından bende de var, ben de boyuyorum. Bakın ne de çok eğleniyorum”dur. İşte buradaki “Ben de” kelimesi anahtar kelimedir. Trendler bu nedenle vardır. Kişiliğimiz dışında sosyal hayatta algılanmak istediğimiz bir kişiliğimiz yani personamız vardır ve sosyal medyada bu kişiliğimizi sergileriz genelde. Başkasında yeni, dikkat çekici bir şey gördüğümüzde ayna nöronlarımız çalışır ve başkasında gördüğümüze sahip olmak isteriz. Tıpkı bu boyama kitaplarında olduğu gibi. Fotoğrafımız beğenildiğinde ise beynimizde bir doz daha dopamin salınımı olur. Böylece kendimizi mutlu ve tatmin olmuş hissederiz.

Tabi sadece boyama kitabı değil, boyalar da bundan nasibini alıyor. Şu an boyama kitaplarının yanına koyulmuş envai çeşit boya kalemi de yok satıyor. Bu iki ürün birbirini tamamlayıcı ürünler olarak karşımıza çıkıyor.

Benzer şekilde, son zamanlarda bir trend daha var. O da saç tebeşiri trendi. Bakıldığında aslında kuru pastel boyadan bir farkı yok gibidir. Ancak güzelleşme ihtiyacının isteğe, arzuya dönüştürüldüğü nesnelerden biridir.

Benzer trendleri daha çok göreceğiz. Büyükler için boyama kitaplarını bir müddet sonra belki hiç konuşmayacağız. Ancak trendler her zaman bizimle var olacaklar

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir