Kendisi dışında herkesin “Fenomen” olarak tanımladığı, egolarından arınmış ve kendi tabiri ile “kendi halinde bir adam”. Başarılı çalışmalara imza atmış ve sosyal sorumlu yönüyle topluma değer katma msiyonunu layıkıyla yerine getiren bir Twitter ünlüsü. Bilinen adıyla Argostroloji, Eray EFE ile keyif dolu bir röportaj gerçekleştirdik.
***Eray EFE namıdiğer Argostroloji kimdir? Argostroloji’nin ortaya çıkış hikayesi nedir?
Eray 24 yaşında psikoloji mezunu ve aynı zamanda ticaretle uğraşan kendi halinde bir adamdır. Küçüklüğümden beri internetle, sosyal medyayla içiçe olan biriyim. MRC, Icq, msn ile başlamış bir merak Twitter denen şey ortaya çıkana kadar. Twitter ile birlikte bir burç yorumu yazan bir kişiyi takip etmeye başladım. Birgün sıkılıp, bu yorumlarla biraz dalga geçmek eğlenmek adına burç yorumlarımı kendim yazdım. Tabi tüm bunları Eray EFE adıyla açtığım hesaptan yaptım. Arkadaş çevrem RT etmeye başladı, sonra onların arkadaşları derken, insanların bu olayı beğendiğini gördüm ve bunu başka bir hesaptan yapma kararı aldım. Kendi adımla kullandığım hesabımı yaklaşık 2 yıl kullandım, 3bin takipçim vardı. Sonra Argostroloji hesabımı açtım. Burç yorumlarını biraz dalga ile eğlence ile karıştırarak yazmaya başladım ve kendi Eray EFE hesabımdan RT etmeye başladım. Yine aynı şekilde kuzenim, arkadaşlarım, onların arkadaşları derken, bu yorumları attığım günün ertesi günü uyandığımda takipçi sayım 5bine ulaşmıştı.
***Fenomen olma fikri yok yani biraz daha kendiliğinden gelişen bir süreç diyebilir miyiz? Bu kadar ilgi çekici kılan şey nedir?
Öncelikle kendimi “fenomen” olarak adlandırmıyorum. Twitter ünlüsü diyelim. İnsanlar gülecek bir şey arıyor. Burç yorumu da zaten ilgilerini çeken birşeydi. Hem ilgilendikleri hem de gülebilecekleri şekilde düzenledim yorumlarımı. İstedikleri şeyi anladım ve bu yolla 1 yıl içerisinde 250bin takipçi sayısına ulaştım. Tabi bu konuda bana yardımı olan çok insan oldu. Sanatçılar, radyocular, kuzenim ve arkadaşlarımın desteği büyük oldu. Twitter de yardımcı oldu. Bildiğiniz gibi Twitter’e ilk kayıt olduğunuz zaman 5 kişi takip etme zorunluluğunuz olur ve Twitter beni önerilen kişiler arasında almıştı. Hergün 5bin kadar takipçi bu yolla bana ulaşıyordu. Bugün 500bin üzerinde takipçiye ulaştım. Programsal hilelerle yapıldığını düşünenler oldu ancak bunu test eden uygulamalar ile gerçekliği kanıtlandı.
***Bölümünün bir etkisi oldu mu peki? Bir sırrı var mıdır bu işin bu kadar tutmasının?
Kısmen oldu tabii ki. İnsan psikolojisini anlamak çok önemli sosyal medyada. İnsanların hangi saatte ne duymak istediğini biliyorum. Saat-saat ne isterler ne yazarsam tutar biliyorum.Örnek verecek olursa 12den sonra yalnız insanlar kalır, onlarla ilgili yazdığın şeyler tutar. Kısacası birbirini tamamlayan bir süreç oldu. Hem bölümün etkisi hem de kişisel tecrübeler.
***Sosyal Medya Pazarlaması konusu Türkiye’de nasıl bir süreç izledi?
Facebook ile başladı denebilir. Şu an her tarafı reklam dolu ama değerini son zamanlarda kaybediyor. İnsanları bunaltacak duruma geldi ve Facebook reklamları etkisini kaybetmeye başladı. Twitter için şimdilik böyle bir durum söz konusu değil çünkü o kadar reklam koyabilecek bir alanı yok. “Promoted Hashtag” olayı ile yürütülüyor kampanyalar. Vine uzantısı var bir de. Vine dediğimiz şey T.V. reklamının aynısı. Twitter üzerinden paylaşılan vine videoları otomatik oynatılacak artık. Girdiğin an karşında ve kendiliğinden oynatılmaya başlayacak. Şu an fotoğraflar için bir düzenleme yapıldı zaten fotoğraflar ekrana otomatik çıkıyor. Videolar da o hale getirilecek.
***Sosyal Medyanın gelecekteki yeri ne olur? Klasik medyaya zarar verir mi ?
Değeri artacak kesinlikle. Yazılı basın zaten bitiyor. İnsanlar gazete okumayı bırakalı çok oldu. Kısa sürede çok bilgi istiyoruz artık ki Twitter’in olayı bu. 140 karakter ile anlat, hızlıca oku ve geç. Kitap okumayan bir ülke olarak twitter kullanımında çok aktifiz. Hergün bir kitap kadar tweet okuyan insanlar var. Zaman faktörü de var tabii. Daha pratik daha hızlı ve kolay ulaşılabilir olması çekici kılıyor. Her an akıllı telefonunuzdan gündem takip etme fırsatınız var. Klasik medya güçleri de sosyal medyanın farkında, onlar da bu yönde bir eğilim gösteriyor artık. E haliyle fenomenleri de kullanıyorlar bu bağlamda. Yeni nesile ulaşmak için T.V’nin etki alanı yetersiz kalıyor. Gazeteler online hale geldi, haber kanallarının web siteleri sosyal medya hesaplarına ciddi yatırımlar yapılıyor. Olması gereken oluyor. Artık hayata sosyal medyada dönüyor. Son zamanlarda bir sosyal medya uygulamasının T.V. reklamına şahit olduk. Ne kadar saçmaydı. Sosyal medyada bir etki alanı oluşturmaya çalışırken bunu T.V. yoluyla yapmak ve ciddi reklam bütçeleri harcamak çok mantıklı bir strateji sayılmaz. Klasik medyanın etki alanı ile sosyal medyanın alanları farklılaşmaya başlıyor. Dizileri kullanarak reklam yapmak bir nebze bu genellemenin dışında tututabilir. Sektöre ve hedef kitleye bağlı olarak, ilgi çeken dizilere reklam vermek hala çok akıllıca bir yatırım ancak reklam olayı etkisini azalttı ki büyük şirketlerin çoğu da sosyal medyaya çevirdi yatırımlarını.
***Ne gibi negatif yönleri var peki? Ya da olumlu yönlerine ekleyeceğin neler var?
Bilgi kirliliği. Hergün birini öldürüyoruz sosyal medyada. Bir bilgi atılıyor ve kulaktan kulağa o kadar hızlı yayılıyor ki, doğruluğu kanıtlanmamış yüzlerce bilgi hergün timeline’mizi dolduruyor. İnsanlar araştırmıyor artık. Gördüğü her bilgiyi doğru kabul edip inanıyor. Hashtag’a bakıyoruz, şu sanatçı ölmüş, hemen kapatıyoruz. İçeriğine bakıp onun bir geyik olduğunu araştırmıyoruz. Ve maalesef bunun önüne geçmenin bir yolu yok. İnsanlar bilinç kazanmadığı sürece böyle devam eder. Benim profilim kötü bir amaçla kullanılacak olsa, eminim ülkeye büyük zararlar verecek tartışmalara yol açabilir.
***Sen bu dengeyi nasıl kuruyorsun peki? Her paylaşımın doğruluğunu nasıl ispatlıyorsun?
Benim de yanlış yazdığım şeyler oluyor tabii. Çok zor durumlara düştüm bazı yanlış paylaşımlarımdan dolayı. Doğruluğunu sonradan ölçme fırsatım oldu ve pişman oldum paylaşımdan, sildim. Bir başka boyutu daha var tabi olayın, herkesi mutlu etmek zaten imkansız. Bazı konularda doğruluğunu görmediğin emin olmadığın şeyi yazmıyorsun, yazmadığın için küfür yiyorsun. Yazdığın zaman da yanlış diyenlerden küfür yiyorsun Herkesin beklentileri başka, duymak istediği başka. Gezi olaylarında, Suriye olaylarında çok yaşandı bu durumlar. Doğruluğundan emin olduğumuz paylaşımlar da tepki gördü, yanlış olanlar da. Bu hesap bana ait ve bu gizlediğim bir şey değil. Yani bu hesapta ben ne istersem onu paylaşırım. Gözümle gördüğümü kulağımla duyduğumu yazarım. İnsanlar hep bir beklenti içinde ve anlamaları zaman alacak. Twitter yine biraz daha anlayışlı olan kesim. Facebook hesabımdaki kesim daha başka. O yorumlaşmalar…
***Sosyal medya klasik medyaya göre daha ucuz daha düşük maliyetli ise fenomenlerin çok kazandığı söylentisi nedir?
Kesinlikle daha düşük maliyetli. Sadece klasik medya fazla pahalı, bizimki onun yanında az kalıyor. Ama genel olarak bakacak olursak sosyal medya da güzel para getiriyor tabii. Kiminle kıyasladığına bağlı yani. 2 dakikalı reklam 50bin TL iken 1 tweet bin TL ise, bu düşüktür ama sadece 1 tweet bin lira olarak bakarsak, ciddi bir rakam. Bahsettiğimiz paraları herkes kazanmıyor tabi ki. Belirli bazı kişiler sadece. İki Kafadar adlı bir filmin sosyal medya tanıtımını bir ekip olarak yaptık mesela. T.V yerine sosyal medyaya bütçe ayırdı film ekibi ve başarılı da oldu. Hitap etmek istediği kesime ulaştı. Diğer yandan da “uzayda arsa satmak” gibi saçma reklamlar teklif edenler de olmuyor değil tabi.
***Fenomen doğulur mu olunur mu? Şu an ben fenomen olacağım diyen birisi olabilir mi? Var mı bu işin bir yolu?
Bizi fenomen yap parasını verelim diyenler var. Para karşılığı bu hizmeti verenler de var. Ben yapmıyorum tabi o ayrı. Ben daha çok proje bazlı, sanatçılarla çalışıyorum. Böyle işlerle uğraşmıyorum kısacası. Ki Twitter bu hale geldikten sonra çok zor bir şey fenomen olmak istiyorum deyip olmak. Bir işi ilk yapanlar yer ekmeğini her iş’te olduğu gibi. Büyük iddiası olanlar böyle birilerini fenomen yapmakla falan uğraşmaz. Benim iddiam büyük. Pucca var bilirsiniz, bu işin ilklerindendir ve çok başarılıdır. Onun da iddiası tabii ki büyük olacak. Takipçi sayısı bizim 10’da 1’imiz kadar olan “fenomenler” yapıyor böyle işleri. Genellemiyorum tabi ama içlerinde mekana gidip “ben fenomenim benden hesap almayın” diyebilenler var. Sorsan fenomen’in sözlük anlamını bilmez belki. Biz sıradan insanlarız abi, sanatçı değiliz ya da oyuncu değiliz. Bizden ne diye hesap almasınlar, bizi yolda görüp neden boynumuza sarılsınlar. Garipsiyorum bazen böyle şeylerle karşılaşınca. Fenomen kelimesi bu yüzden itici geliyor, kullanmıyoruz bunu. Soruya gelecek olursak; bence “fenomen” olmak bu vakitten sonra imkansız. Tabi 20bin takipçim olsun fenomen olurum derseniz, bir miktar parayı da gözden çıkarırsanız, bir ihtimal bu hedefe ulaşabilirsiniz tabii. Bir de takipçisi sayısı fazla olup etki alanı olmayanlar var. Programlarla, uygulamalarla takipçi kasıyorlar. Bunu de ölçen twittercounter adında bir sistem var. Orda herşey ortaya çıkıyor.
***Sosyal Medyada Sosyal Sorumluluğun yeri nedir?
Benim için çok büyük önem arz ediyor. Benim kardeşim down sendromlu. Özellikle sağlık konularında çok hassasım. Bu iş tuttuğu zaman kendi kendime söyledim bunu, bu yönde kullanacağım, fayda sağlayacağım dedim. Kan bulmak için yaptığım RT’ler çok fazladır. Fake olduğunu düşündüklerim olurdu ilk zamanlar ama bizzat gidip onayladığım olaylar oldu. Bir kardeşimize ilik aradık, kan gerekti. İnsanlar hastaneye koştular ve ben de oradaydım. İnsanlar beni ezdi geçti. Ciddi olarak yere düştüm kalabalığın içinde. Yaşattığı mutluluk paha biçilemez. İnsanlara bir fayda sağlamak, bir tweet ile onlarca insanı harekete geçirebilmek çok önemli bir araç sosyal sorumluluk anlamında. Yaptığım iş, benim para kazanmam dışında başkalarına da yaradı, gurur verici. Yine TEMA vakfı için bir proje yürüttük ve ileriye yönelik projelerimiz var sosyal sorumluluk adına. Doğru kullanıldığı zaman etki alanı çok büyük bir mecraa sosyal medya. İnsanları bir araya getirmek için inanılmaz bir araç.
***Sosyal Sorumluluk Bilincini kötüye kullananlar yok mu peki? Varsa, ve siz bunun farkına varırsanız ne gibi bir yaptırım hakkınız var?
Aramızda anlaşmamız olan bir kurum ya da kuruluş değilse, herhangi bir yaptırımımız söz konusu olamıyor maalesef. Anlaşma yoksa yaptırım da yok. Rezil edebiliyoruz ancak. İnsanlar yardım istediği zaman önce kendim gidip görüyorum. Adres isteyince, samimi olmayan kişiler hemen kapatıyor zaten, ses tonundan bile anlıyorsun. Gidip gördüklerime de elimden gelen her türlü desteği vermeye çalışıyorum.
***Bu iş seni zengin etti mi?
Etti denebilir. Benim felsefem şu: 30’una kadar milyoner oldun oldun. Sonrası evlilik falan derken zor. Paraya henüz doymadım, twitter iletim de bu zaten “paraya doymayan adam”. Yaptığım tek iş bu değil tabi. E-Ticaret ile uğraşıyorum. Tutan birşeyin benzerini değil, farklı bir şey yapmak istiyorum. Elimde sosyal medya gibi bir güç var ve bunu kullanacağım mutlaka kendi işim için de. Bu işte güzel para var evet.Aylık 5bin TL kazandığımızı falan söylediler. Yalan, yok öyle bir şey. Bunlar küçük rakamlar Özel bir okuldan mezunum ve okulumu kendi kazandığım para ile okudum, arabamı kendim aldım. Maaşlı bir iş yapmayacağımı zaten biliyordum. Çocukluğum pazarda satıcılık yapmakla geçti. Pazarda terlik sattım birgün Çok uygun fiyata buldum ve büyük miktarda aldım. Pazarda terlik satan bir satıcı geldi ve tüm terliklerimi satın aldı orada satış yapmamam için. Ticarette bereket var. Maaşlı bir iş’te standart bir pazarlamacının aylık maaşını yaptığım işe bağlı olarak bazen 1 günde kazanıyorum ben. Evleneceğim para lazım Tabi bu rakamlar çok az bir kesim için geçerli, toplasan 10 kişiyi geçmez.
***Sosyal Medya Kullanımı ile ilgili önerilerin nelerdir?
Özelinizi çok paylaşmayın. İş başvurularınızda şirketler artık sosyal medya hesaplarınızı da kontrol ediyor. Paylaştığınız şeyler ileride hayatınızda sorun olmasın. En azından kötü niyetle kullanmak isteyen birilerine malzeme olacak şeyler olmasın. Özellikle kızlar için söylüyorum, bikinili fotoğraflarınız iyi bir photoshop kullanıcısının elinde çok utanç verici şeylere dönüşebilir. Yakın çevremde yaşayan kişiler oldu bunları. Paylaşımlarında dikkatli olun. Sosyal medya fenomen olduğu için işe alınmayan arkadaşım var benim. Paylaşımları çok küfür içerikli olduğu için. Sosyal medya hesaplarınızın kişiliğinizi yansıttığını unutmayın. İnsan psikolojisinden anlayan biri oraya bakarak hakkınızda birçok bilgiyi elde edebilir. Kendiniz olun, rahat olun. Espri kalitesi yükseldi bu sosyal medya sayesinde. Samimi olun ve tadını çıkarın. Mahremiyetinizi ortadan kaldırmayacak şekilde yapın bunu. İnsanlar özel hayatlarını paylaşma konusunu biraz abarttı çünkü. Bu bağlamda Klout Score kullanın. Sosyal medyadaki etki alanınızı ölçen bir sistem. Kaydolup hesaplarınızı bağlıyorsunuz ve otomatik olarak sizin etki alanınızı ölçüyor. Şu an Türkiye’de önemi çok anlaşılamadı ama çok büyük bir yeri olacak ileride. Ben kullanıyorum ve Türkiye’de en yüksek skora sahip kişilerden biriyim. Sosyal medyadaki etkinizi gerçekten ölçebilen bir sistem ve kullanmanız büyük avantaj sağlayacaktır.
Değerli paylaşımlarından dolayı Eray EFE’ye, Argostroloji’ye teşekkürlerimizi sunuyoruz.